Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

 “ZORUNLU DİN DERSLERİ KALDIRILSIN”

Muğla’da Pir Sultan Abdal

Muğla’da Pir Sultan Abdal Derneği öncülüğünde Alevi örgütleri, siyasi partiler ve kitle örgütleri yaptıkları açıklamalarla, zorunlu din derslerinin kaldırılmasını, cemevlerinin ibadethane sayılmasını istedi.

Zorunlu din dersine karşı yurdun dört bir yanında Alevi örgütleri, siyasi partiler, kitle örgütleri miting ve kitlesel basın açıklamaları düzenledi. Demokrasi, laiklik, özgürlük, adalet ve eşitlik çağrısı ile gerçekleştirilen mitinglerde zorunlu din derslerinin kaldırılması, son Milli Eğitim Şurası’nda karar altına alınan okul öncesi eğitimde din eğitimi kararının geri çekilmesi istendi.

Muğla’da da mitingin adresi Menteşe İlçesi Sınırsızlık Meydanı’ydı. Eşit yurttaşlık hakkı talebinin de yansıdığı mitingde, “Cemevleri ibadethanemizidir”, “Parasız, bilimsel, anadilde eğitim”, “Halklara özgürlük inançlara özgürlük” yazılı dövizlerle talepler dile getirildi.

Pir Sultan Abdal Derneği öncülüğünde yapılan ortak açıklama da şu ifadeler kullanıldı:

1-3 Aralık 2021’de Milli Eğitim Şura Toplantısında 4-6 yaşındaki anaokulu çocuklarına da din dersi verilmesi tavsiye edildi. Biz biliyoruz karşı çıkmazsak bu sadece tavsiye karar olarak kalmayıp, 3 Mart’ta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kesinleşmiş olarak karşımıza çıkacak. Burada din eğitiminden kastedilen, ebeveynlerin inancına bakmadan belli bir din anlayışının kavram ve ritüellerinin çocuklarımıza dayatılmasıdır. Alınan bu karar, “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesine aykırı olduğu gibi, başta Aleviler olmak üzere farklı inançta veya dini inancı olmayan milyonlarca insanın çocuklarının asimilasyonunu hedefleyen, aynı zamanda pedagojik anlamda da çocuğun sağlıklı gelişimine ket vuran bir karardır.

“DİNDAR NESİL DEĞİL ÖZGÜR NESİL İSTİYORUZ”

 4-6 yaş çocuğuna din dersi vermek, somut düşünme aşamasında olan çocuğun dünyasını soyut kavramlar ile alt üst etmektir ve insan haklarına aykırıdır. Hiçbir inanç küçük çocuklara empoze edilemez. Bu tavsiye kararı, 4-6 yaş çocuğunun gelişim düzeyine, Evrensel Çocuk Hakları’na uygun olmadığı gibi laikliğe de aykırıdır. Çocuklar kimsenin siyasi malzemesi değildir. Çocuklar bu toplumun özneleridir. Milli Eğitim Şürası Kararını Geri Çekin! İktidara sesleniyoruz: Çocuklara din dersi dayatamazsınız! Alevi çocuklarına hiç dayatamazsınız.

“ÇOCUKLAR İÇİN ZULÜM HALİNE GELMİŞTİR”

Zorunlu din dersi, başta Alevi çocuklar olmak üzere farklı inançtaki çocuklar için bir zulüm haline gelmiştir. Tekçi, ayrımcı, dayatmacı uygulamalar, lâiklik ve eşitlik ilkesinin ihlalidir. Aynı zamanda kamu eğitimi adı altında İslam dinciliğinin (Şeriatçılığın) devlet eliyle örgütlenmesidir. Bu dersler toplumda inanç eksenli ayrımcılıkları yeniden üretirken mevcut medeni hukukun ve ceza hukukunun da altını oymaktadır. Bu durum, toplumsal çoğulculuğu, halkların ve inançların bir arada barış içerisinde yaşamasını güçleştirmektedir.

İNANÇ VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ GÜVENCE ALTINA ALMAKTIR”

Devletin görevi, her turlu inanca, inananlar ve inanmayanlara karşı aynı mesafede durmak; çok dilli, çok inançlı ve çok kültürlü olan coğrafyamızda, her toplumun ihtiyacına yönelik eğitimi ulaşılabilir hale getirmektir. Bu bağlamda eğitimin amacı tüm eşitsizlikleri ortadan kaldırarak inanç ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almaktır. Tekçi, inkârcı, asimilasyoncu, cinsiyetçi eğitime karşı çocukların birer özne kabul edildiği, çocuk haklarının korunduğu, herkesin erişebildiği, her çocuk için eşit koşullarda bilimsel, laik, anadilinde ve kamusal eğitimin bütün koşulları bir an önce hazırlanmalıdır.

“IRKÇI GERİCİ EĞİTİME HAYIR”

Her seviyedeki zorunlu din dersleri, sözde seçmeli olanlar dâhil kaldırılmalı, din derslerini ana sınıfına kadar indiren tavsiye kararı yok sayılmalı, ayrıca altına imza atılan AİHS’ne (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi)uyulmalı, AİHM’in (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) Alevi çocukların zorunlu din derslerinden muafiyetiyle ilgili kararları bir an önce uygulanmalıdır. Eğitim sisteminin vakıflar üzerinden düzenlenmesine, gerici, dinci vakıflara kamu kaynakları aktarımına son verilmelidir.  Daha da önemlisi, eğitim programları ve müfredatı bilimsel normlara göre yeniden düzenlenmelidir.

“KARARLAR BAĞIMSIZ KURULLARCA ALINMALIDIR”

Milli Eğitim Şuraları demokratik ve bağımsız bir danışma kuruluna dönüştürülmeli, bu kurullarda toplumun her kesimi temsil edilmelidir. Eğitim ile ilgili kararlar, bilim insanları ve pedagogların öncülüğünde, toplumun sosyolojik yapısını da dikkate alarak oluşan bağımsız kurullarca alınmalıdır. Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil, insan onurunu, tüm hak ve özgürlükleri korumanın, çoğulcu demokrasinin ön koşuludur.”

Haber : Esma Turan