Muğla’nın sayılı ustalarından Mesut Göbek, 57 yıldır baba mesleğini gönülden icra ediyor.
71 yaşındaki Göbek, sanayiye girdiği ilk günden bu yana, hem kendi hem de çevresindekiler için bir ustalık örneği sergiliyor. “Göbekoğlu” olarak tanınan usta, sanayideki meslek hayatına çıraklıkla başlamış ve yıllarca büyük bir tutku ile çalışmaya devam ediyor.
Mesut Göbek, mesleği ile ilgili şunları söylüyor: “Baba mesleği. Babamın kaporta boya üzerine dükkanı vardı. Çıraklıkla başladım ve o günden bugüne 57 yıl geçti. Mesleğimi severek yapıyorum. Sevmesem zaten bırakırdım.” Göbek, hem kendi hayatının hem de pek çok çırak yetiştirmenin gururunu taşıyor. Bugüne kadar 30’a yakın kaportacı yetiştiren Göbek, bu sayede mesleğinin kuşaklar boyunca devam etmesine katkı sağladı.
Ancak, son yıllarda çırak yetiştirmek oldukça zorlaşmış. Göbek, “Çıraklar azaldı, geriden gelen yok,” diyor ve ekliyor: “Liseyi bitiren çocuklar çıraklık yapmaya gelmek istemiyor. Oysa bu işin eğitimi için doğru yaş, ilkokul sonrası olmalı. Çocuklarımıza, istedikleri mesleği yapabilmeleri için yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“Kaporta ve Boyacılık Zanaattır”
Göbek, mesleğinin zorluğuna vurgu yaparak, “Kaporta ve boyacılık hüner istiyor. Zanaat bitiyor. Eskiden biz arabaların tüm boyalarını soyardık, her aşamasıyla uğraşırdık. Bu süreçler bazen 45 gün sürerdi,” diyor. Ancak zamanın ve işin değiştiğini de belirtiyor: “Şimdi çocuklar her gün aynı arabayı yapmak istemiyor, bu da işi zorlaştırıyor” dedi.
Mesut Göbek, bugün bile mesleğinden büyük bir keyif aldığını ve yaptığı işin sonunda gurur duyduğunu söylüyor. “Yaptığım işten hala zevk alıyorum. Bitirdikten sonra gurur duyuyorum, neydi ne hale geldi diyorsun,” ifadelerini kullandı.
Ancak Göbek, mesleğini seviyor olsa da, mesleklerin ve iş gücünün hızla değişen yapısına dair endişelerini de dile getirdi. Çıraklık eğitimi konusunda yaşanan zorluklar, mesleğe olan ilginin azaldığını ve zanaatların kaybolacağını belirten Göbek, “Bundan sonra da olacağını zannetmiyorum. Hayatta ayakta kalmak için mücadele etmeliyiz, emek vermeden yemek olmaz” diyerek, meslek aşkını ve hayata karşı mücadelesini sürdürüyor.