Ülkece sahip olduğumuz değerlerin korunup, kollanıp geleceğe taşınması noktasında sergilenen yaklaşımların ne denli önemli olduğu konusunda tereddüt yoktur.
Kaldı ki olamaz da…
Ülkece sahip olduğumuz en önemli değerler arasında yer aldığını yadsımak mümkün olmadığına göre başkaca yaklaşım gösterilemezdi.
Bu nedenle olmazsa olmaz koşul YERİNDE YAKLAŞIMLAR sergilemektir.
Dolayısıyla ne zaman bu tür eğilimler içerisinde olundu.
Özellikle vurguladığım gibi sahip olunan değerler arasında yer alan varlıklar adına gereği yerine getirildi.
Yerinde yaklaşımlar olarak yerini alır.
Aksi halde, sahip olunan değerleri yeterince koruyamayan bir ülke olarak açmaz içerisinde kalınırdı.
***
Kuşkusuz neden dem vurduğum, özellikle koruyup kollayarak gelecek nesillere aktarmak zorunda olduğumuz varlıkların neler olduğu merak edilir.
Önem arz ettiği için birçok kereler kaleme aldığım konu hiç şüphesiz ORMANLARIMIZ.
Dolayısıyla ast olan ONLARIN KORUNUP KOLLANARAK GELECEK NESİLLERE AKTARILMASIYDI.
İlişkin olarak ne zaman gereği yerine getirilir.
Beklentiler karşılık bulurdu.
Bu yüzden söz konusu varlıklara sahip ülkeler için bu tür yaklaşımların ölçüsü yoktur.
Üstelik, tartışma götürmeyecek derecede önem arzeder.
***
Gözlenen gelişmeler üzerine denir ki, gereği yerine getiriliyor mu?
Kullanım alanı bu denli geniş varlıklarımız olduğuna göre, yeterince sahipleniyor muyuz?
Her dem altı çizildiği gibi sahipleniyor muyuz?
Elbette bu sorulara, beklentileri karşılayan cevaplar verilmek istenirdi.
Nasılsa kullanılmadığı alan olmadığı, dolayısıyla en önemli varlıklarımız arasında yer aldığı tartışma götürmeyecek derecede açıktı.
Hal böyle olunca, ormanlarını koruyarak geleceğe taşımak noktasında tümüyle gereğinin yerine getirildiğini söylemek mümkün değildi.
Oysa tam tersi olmalıydı.
Yer etmediği hiçbir alan olmadığına göre her kim olursa olsun ormanların korunması noktasında gereğini yerine getirmeliydi.
Özellikle tahrip edilmeden gelecek nesillere aktarmanın kaçınılmaz olduğu bilinci yer etmeliydi.
Ne var ki değil…
Bu denli önemli varlığımızı, özellikle altını çizdiğim gibi istenilen şekilde koruduğumuz söylenemez.
Hal böyle olunca elbette ilgili ve yetkililer yanında, konuya yaklaşım gösterenler tepkilerini ortaya koyardı.
Nasıl koymasınlar!
Ormanlar en önemli değerlerimiz arasındaydı.
Onların tahrip edilmesi halinde gelecek nesillere, özellikle çocuklarımıza ne bırakacaktık!
***
Gözlemlendiği kadarıyla ormanların tahrip edilmesine tepki gösterenlerden biri Muğla CHP Milletvekili Av. Burak Erbay.
AK Partinin zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını da içeren kanun teklifine ilişkin;
“Doğamızı, insanlarımızı yok edecek bu talan projelerinden vazgeçin.
Gelin daha temiz, ekonomik olarak zenginleştirecek projeler yapın.
Son dere kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde paranın yenilemeyecek bir şey olduğunu anlayacaksınız ama o zaman çok geç olacak.”
Görüldüğü gibi milletvekili Erbay, bir şekilde ormanların tahrip edilmesine tepkisini ortaya koymuştu.
Ardından bir yaklaşımda daha bulunuyor.
“Biz ülkemizdeki enerji kaynaklarının kullanılmasına karşı değiliz.
Ancak, 50 yıldır 100 yıldır oradaki ailelere geçim kaynağı olan zeytinlerimizin ve bundan sonra 50 yıl 100 yıl daha ailelere bakacak olan zeytinliklerimizin yok olmasına karşıyız.
Topraklarımızın, ormanlarımızın, derelerimizin yol olmasına, su kaynaklarımızın yok olmasına karşıyız.”
Sonuçta bazı gerçekler var ki yadsınamaz.
Ülkemizin sahip olduğu varlıklardan ormanları korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak, hiç kuşku yok ki YERİNDE YAKLAŞIMLAR olarak yer etmektedir.
Dolayısıyla her kim olursa olsun bu bilinçle hareket etmelidir.
YORUMLAR