Bilindiği gibi yaklaşık bir ay öncesinde ülkemizin 11 kenti yüzyılın en büyük depremiyle yüz yüze gelince, derinden sarsılmıştık.
Nasıl etkilenilmezdi?
Aynı gün içerisinde 2 büyük sarsıntı meydana gelmiş.
İlişkin olarak çok derin yaralar açmıştı.
Aradan bir ay gibi süre geçtiği halde hala gözümüz ve kulağımızın aynı bölge üzerinde olması, nasıl bir felaketle yüz yüze gelindiğinin göstergesiydi.
Sonra nasıl başımızı başka tarafa çeviririz…
Herkesin ortak bir noktada birleştiği gibi sıradan sarsıntı değildi.
Bugün ortaya çıkan tablo her şeyi gözler önüne serdiğine göre, bir büyük acı tüm benliğimizi kaplamıştı.
***
Olay öylesine etkilemişti ki, ne yapılsa ne edilse de kafanızı başka tarafa çeviremiyor.
Yönünüzü döndüremiyorsunuz.
Hal böyle olunca, kendi kendimize acaba! diyoruz.
Çok hassas mı davranıyoruz.
Şahsen, geçen süre içerisinde ağırlıklı olarak aynı konuyu birçok kez gündeme getirmem, olayı abarttığımın göstergesi miydi?
Her şeye karşın değildi.
Kaldı ki olamaz da…
Eğer, ülkemizin söz konusu kentleri bir büyük depremle sarsılmış,
Beraberinde onca insanımız hayatından olmuşsa,
Ve sadece o bölgeler halkı değil ülke olarak hala olayın şokunu üzerimizden atamadıysak…
Ki aksi söylenemezdi.
Yadsımanın mümkün olmadığı bir gerçekle yüz yüze geldiğimizdir.
***
Gözlenen gelişmeler bağlamında bir nokta daha vardı.
Geçen bunca süreye karşın söz konusu sarsıntının etkisinde kalan sadece ülkemiz değildi.
Dünyada yer alan birçok ülke de değişik şiddette depremlere maruz kalmışlardı.
Ne var ki birkaç ülke yanında memleketimizde gözlenen sarsıntı, yüzyılın olayı olarak yer etmişti.
Birebir gözlemlerimiz yanında çeşitli yayın organlarına yansıyan görüntüler, meselenin hangi boyutta olduğunun göstergesiydi.
Gelişmelere yönelik olarak her bir yayın organı, gün geçmeden ülkemizde meydana gelen deprem ve etkisini yer vermeye devam ediyorsa…
Ki aynısıyla vakiydi.
Nasıl bir felaketle yüz yüze geldiğimizin tescilidir.
***
Kuşkusuz, yüzyılın en büyük olayıyla karşılaşınca, gündemde yer eden bir takım sorular vardı.
İlişkin olarak, bir şekilde sıcaklığını koruduğu için mutlak cevap aranıyordu.
Sonra nasıl aranmazdı?
Sıradan bir olay değildi.
Dünyada ender görülen bir doğa olayıydı.
Bu yüzden çok sayıda insanımız, geride onanmaz acılar ve yaralar bırakarak hayatından olmuştu.
Üstelik bu kadar da değildi.
Her kim olursa olsun, bunca zamana karşın hala olayın etkisini üzerinden atamamıştı.
Kayıplar çok fazla olduğu için kısa sürede teskin olup normal hayatını devam ettirmesi, ne yazık ki kolay olmayacaktı.
***
Sonuçta hayat devam ediyordu.
Bir şekilde, halkımızın deyimiyle yüreğimize taş basıp, YARALARI SARMALIYDIK.
Nitekim yavaş yavaş sarılıyordu.
Ancak o takdirde bir nebze olsun teskin olunurdu.
YORUMLAR