Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

TÜRKSAT 6A, ilk yörüngesine ulaştı

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın bugün itibariyle 50 derece Doğu yörüngesine ulaştığını burada ilk defa antenlerini açtığını bildirdi.

Uraloğlu, “Şu anda uydumuz dünyadan tam olarak 35 bin 786 kilometre uzakta bulunuyor. Türksat 6A’nın 50 derece Doğu yörüngesinde en az 3 ay süre bulundurulması sayesinde 50 derece Doğu yörüngesinde kayıtlı haklarımızın korunmasını sağlamakla kalmayacağız, uzayda yeni haklar elde edilmesi için de çalışmalar yapabileceğiz. Bu nedenle yapılacak doğrulamaların ardından bu geçici yörüngesinde 90 gün kalacak uydumuzu daha sonra 42 derece doğu yörüngesine göndereceğiz” dedi.

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın yörünge yolculuğunun başarıyla devam ettiğini açıkladı. ABD Florida’da bulunan SpaceX’e ait Cape Canaveral’daki fırlatma merkezinden 9 Temmuz’da yola çıkan Türksat 6A’nın Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu olduğunun altını çizen Uraloğlu, “Tüm vatandaşlarımızın bu uydumuzun sadece bir haberleşme uydusu olmadığını bilmesi gerekiyor. Bu uydu Türkiye’nin hem uzaydaki geleceğini şekillendirecek hem de dünyadaki gücünü artıracak bir projenin sonucudur” dedi.

 “20 Yıllık Bir Hayalin Sonucu”

Bakan Uraloğlu, Türksat 6A’nın en yüksek yerlilik oranıyla üretilmesinin arkasında Türksat tarafından başlatılan teknoloji transfer eğitim programının bulunduğunu vurgulayan Uraloğlu, “Ülkemizin uydu operatörü Türksat tarafından başlatılan program ile Türksat 3A’nın yanı sıra Türksat 4A, Türksat 4B’nin yapımında Türksat mühendislerinin de yer alması sağlanmıştı. Ayrıca Türksat 5A’nın ve 5B’nin yapımında da yine teknoloji transfer programı kapsamında 12 Türksat mühendisi, uydu tasarım, üretim ve test başlıklarında bulundu. Ve şu anda da teknoloji transfer programı kapsamında uzay teknolojileri alanında eğitim alan Türksat mühendislerinin katkısıyla Türksat 6A’yı en yüksek yerlilik oranıyla ürettik. Aslına bakarsanız 10 yıl önce sözleşmesine imza atılarak başlatılan Türksat 6A, 20 yıllık bir hayalin sonucudur” dedi.  Uraloğlu, Daha önce tedarik edilen haberleşme uydularında fırlatma hizmetlerinin de uydu üreticileri üzerinden sağlandığını ve bu kapsamda fırlatma süreçlerinin üreticiler tarafından yürütüldüğünü anımsatarak, “Ancak Türksat 6A projesinde fırlatma hizmeti doğrudan Türksat tarafından yönetildi. Ayrıca SpaceX ile yürütülen bütün süreçler de Türksat tarafından yürütüldü. Bu tecrübe de ülkemiz açısından önemli bir kazanım oldu” dedi.

 “Ekim 2024’te Nihai Yörüngesine Hareket Edecek”

Bakan Uraloğlu, Türksat 6A’nın önemi nedeniyle uzay yolculuğunun her anının izlediklerini ifade ederek, uydunun bugün öğle saatleri itibariyle 50 derece Doğu test yörüngesine ulaştığını açıkladı. Şu anda Türksat 6A’nın dünyadan tam olarak 35 bin 786 kilometre uzakta bulunduğunu da kaydeden Uraloğlu, “Uydumuz 50 derece Doğu yörüngesine ulaştı ve antenlerini de ilk kez burada açtı. Yapılacak doğrulamaların ardından bu yörüngede 90 gün kalacak. 3 ay sonra Ekim 2024’te ise normal operasyona alınacağı 42 derece Doğu yörüngesine hareket ettirilecek. 42 derece Doğu yörüngesine doğru hareketinde de uydumuz 4 ateşleme daha yapacak” dedi. Türksat 6A’nın nihai kabulünün 42 derece Doğu yörüngesinde tamamlanmasının ardından yörünge testlerinin yapılacağını kaydeden Uraloğlu, “Daha sonra ise ülkemizin yerli ve milli ilk haberleşme uydusu Türksat 6A’yı ülkemizin ve milletimizin hizmetine vereceğiz” diye konuştu.

 “Uzaydaki Varlığımızı Daha da Güçlendireceğiz”

Bakan Uraloğlu, Türksat 6A’nın 50 derece Doğu test yörüngesinde 90 gün kalmasının da Türkiye’nin uzay yarışında önemli bir adım olduğunu söyledi. Uraloğlu, “Türksat 6A’nın 50 derece Doğu yörüngesinde en az 3 ay süre bulundurulması sayesinde 50 derece Doğu yörüngesinde kayıtlı haklarımızın korunmasını sağlamakla kalmayacağız, uzayda yeni haklar elde edilmesi için de çalışmalar yapabileceğiz. Uzaydaki gücümüzü ve varlığımızı daha da güçlendireceğiz” dedi.

 “Uydunun Her Parçası İhraç Edilebilecek”

Uraloğlu, Türksat-6A’nın bu yıl içerisinde başarıyla hizmete girmesi sonrasında da ayrıca kazanımlarının olacağının altını çizdi. Türksat 6A’nın hizmete girmesinin ardından yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranı ile üretilen uydunun uzay deneyimi elde etmiş olacağını belirten Uraloğlu, “Bu sayede uydumuzun yerli ve milli olarak üretilen her parçası uydu deneyimi kazanmış olacak. Bu çok önemli. Çünkü ülkemizde üretilen bu parçaların hepsi uzay deneyimi kazanarak uzayda başarıyla hizmet verebildiği için tüm dünyaya ihracının önü de açılacak. Artık haberleşme uydusu üreten ya da üretmeye çalışan ülkeler, bu ürünleri bizden alabilecek. Sadece haberleşme uydusu üreten bir ülke olmakla kalmayacağız, tüm uydu parçalarını ihraç da edeceğiz. Üretilen her parça, artık farklı görev yüklerine sahip uydular için de kullanılabilecek” açıklamasında bulundu.

 “Ülkemiz Uydu Üretiminde Önemli Pazar Payına Sahip Olabilecek”

Bakan Uraloğlu, bir haberleşme uydusunun yaklaşık 250 milyon Dolar değeri olduğunu da anımsatarak, uydu bileşenlerinin ihracatının Türkiye’nin dış ticaretine de çok yüksek oranda katkı sağlayacağının altını çizdi. Uraloğlu, “Sadece bir uydunun değerini bile düşünürsek bu projenin ülkemiz için ne kadar önemli olduğu biraz daha anlaşılır olabilir. Ayrıca Türksat 6A’nın, uydu sektöründe yetişmiş insan kaynağı oluşturma konusunda da önemli katkısı olacak. Teknoloji ve tecrübe kazanımı sayesinde ülkemiz uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olabilecek. Ülkemiz için bir dönüm noktası olacak Türksat 6A’nın başarıyla hizmete alınması sonrasında Türkiye, uzay yarışında yeni bir döneme girecek” diye konuştu.

“Türkiye’nin yeni bir konut stratejisine ihtiyacı var”

Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı, deprem kuşağında yer alan Türkiye’nin yapı stoğunun yenilenmesi için yeni bir konut stratejisi uygulanması gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin tıpkı Japonya gibi deprem gerçeğini temel alarak sağlam uzun ömürlü ve yenilebilir konut üretmesi gerektiğini belirten Kalı, betonarme yerine çelik konstrüksiyon yapı inşaatına geçilebileceğini söyledi.

Türkiye’de inşaat sektörünün asla bitmeyeceğinin altını çizen Op. Dr. Kenan Kalı, “Çünkü konut açığı var; yeni evlere ihtiyaç devam ediyor. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesi üzerinde ve bina stoğumuz eski. Farklı illerde yaşanan depremler nedeniyle binalar yıpranıyor. Avrupa’ya, İngiltereye bakıyorsunuz binalar 100 yaşında ama hala ayakta. Türkiye’de ise bir binanın ömrü ortalama 30 yıl. İnşaat sektöründe yeni bir strateji belirlenmeli. Sağlam ve uzun ömürlü konutlar yapılmalı. Sürekli konut yıkıp yenileyecek kadar zengin bir ülke değiliz. Mutlaka belli ölçüde tasarruflar yapılmalı. Daha sürdürülebilir bir konut sistemi planlanmalı” diye konuştu.

MALİYETLER ÇOK YÜKSEK

Konut sektörünün sıkıntılı bir dönem geçirdiğini kaydeden Kalı, şöyle devam etti:

“Bazı inşaat firmaları artık kepenklerini indirdi. Yeni arz edilen konut çok az. Finansman kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle talep de baskılanmış durumda. Konutta kredili satın almalar bir önceki yıla göre yüzde 57 azalmış. Kredi faizleri düştüğünde insanlar yeniden ev almaya yönelecek. İnşaat sektörünün geleceği sıkıntılı. Müteahhit ev yapamıyor yapılan evi de vatandaş alamıyor. Böyle bir kısırdöngü var. Bugün 10 milyon lira olan evler yarın faizler düştüğünde 15 milyon olacak. Eğer insanlar ev alma hayalini kaybetmişse yaşama sevincini kaybeder. Araba ve ev aslında temel ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçlar karşılanmazsa yurt dışına göç başlar. Devlet olarak bu doğrultuda çözümler üretmeliyiz. Aslında temel barınma işini devlet çözmeli. Lüks konutu özel sektör yapmalı. Türkiye’de temel anlamda sosyal konutlara da çok ihtiyaç var. TOKİ ve Emlak Konut eliyle vatandaşlar için uygun konutlar yapılmaya çalışılıyor. Artık maliyetler çok astronomik değerlere çıktı. Bunlar sektörün kabul edebileceği rakamlar değil”

KONUT SATIŞLARINDAKİ DURAĞANLIK DEVAM EDECEK

İnşaat sektörünün ülkede pek çok farklı iş kolunu beslediğini ve istihdam yarattığını dile getiren Op. Dr. Kenan Kalı, şunları söyledi: “Bu maliyetler nedeniyle sektörün geleceğini iyi görmüyorum. Malatya, Antep ve ve Hatay’da yaşanan deprem de bu işte etkili oldu. Devlet vatandaşların yarasını sarmak onlara konut yapmak için piyasadaki bütün iş gücünü o bölgeye yığdı. İnsan kaynağında da sıkıntı büyük. Maliyetler çok arttı. Şimdi bir vinç operatörü, öğretmenin 4 katı kadar maaş alıyorsa bu işte bir sorun vardır. Enflasyon düşmeye başladı ama bu durum konut satışlarının artması anlamına gelmiyor. İnsanların yorgun oldukları dönemden sonra bir dinlenme periyotları vardır. Önce enflasyon bir düşecek, sonra insanlar yeniden harekete geçmeye başlayacak. İnşaat sektöründeki satışların yeniden başlamasının ancak 2 yıl sonra gerçekleşebileceğini düşünüyorum”