Nöbetçi Eczaneler
Yazımın başlığında görüldüğü gibi şu sıra tüm gözler Muğla’ya çevrilmiş durumda.
Üstelik 3 günden bu yana.
Dolayısıyla her kim olursa olsun Marmaris ve çevresini etkisi altına alan orman yangınının sönmesini bekliyor.
Hem de tüm içtenliğiyle.
Sonra nasıl beklenilmez!
Dünyanın en gözde sayfiye merkezleri arasında yer alan Marmaris ve çevresinde konuşlanan ormanlar, seyrine doyum olmayan özellik ve güzellikteydi.
Aynı zamanda tüm canlıların yaşam iksiri olan oksijen deposuydu.
Bu nedenle her yıl yerli yabancı onca turist, çoluk çocuğuyla denizden istifade etmenin yanında, çevresinde konuşlanan ormanlık alanda gününü gün ediyordu.
***
Derken olanlar olmuş.
Bize özgü bir yaklaşımla, ay akşamdan doğmuştu.
Bunda abartı yoktu.
Aynı bölge ormanları yangına maruz kalmıştı.
Bunun üzerine harekete geçilmişti.
Ne var ki devletin tüm imkanları yanında yöre halkının cansiperane çalışmasına karşın 3.güne dayanan yangında, ilk belirlemelere göre 2 Bin 881 Hektarlık alan yangına maruz kalmıştı.
Kaldı ki yanan sadece ormanlar değildi.
Ya içinde barınan sayısız hayvanlar!
Börtü böcekler…
Onlar da aynı akıbete uğramışlardı.
***
Bunun üzerine düşünüyorsunuz.
Hangi birine yanalım!
Yıllardır ilgili, yetkili ve bölge halkının gözü gibi baktığı ormanların yanıp kül olmasına mı?
Yoksa, içinde barınan sayısız türde hayvanların da aynı akıbete uğramalarına mı?
Ortaya çıkan kara bir tabloya mı?
Cennetten bir köşe olan burasının en azından 40 seneye yakın süre ancak eski hayline gelebileceğine mi?
Hangi birine yanalım!
***
Ama olanlar olmuştu.
Kişi, kurum ve kuruluşların gece gündüz yangını söndürmek için sürdürdükleri çabalara karşın bu hektarda bir alan, kapkara cehreye bürünmüştü.
Oysa, belirttiğim gibi emsalsiz bir floraydı.
Bu özelliği nedeniyle örnek gösterilir.
Her kesimin gezip görmesi arzu edilirdi.
Nitekim yerli yabancı gruplar, düzenlenen gezi programları çerçevesinde, aynı bölgede konuşlanan sayısız türde ormanlar ve çevreyi seyretme imkanı bulurdu.
Ardından hep bir ağızdan seslendirirler.
“Marmaris ve çevresi cennetten bir köşe…
Burasının kıymeti bilinmeli.
Gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.”
***
Her vesileyle vurgulandığı gibi bu yaklaşımda abartı yoktu.
Sadece yöre insanı değil, her kimse aynı yaklaşımda olduğuna göre gerçek olan, buraların emsalsiz özellik ve güzellikte olduğuydu.
Bu nedenle korunup, kollanıp geleceğe taşınmalıdır.
Nasıl ki bizler her yönden istifade ediyoruz.
Gelecek nesillerde Marmaris ve çevresinin doyumsuz özelliğinden faydalanmalıdırlar.
***
Peki, Marmaris adına birleşilen ortak nokta, cennetten bir köşe olduğu yönünde olmasına karşın gereğini yerine getirebiliyor muyuz?
Kısaca, böylesine emsalsiz özellikteki ormanlarımızı koruyabiliyor muyuz?
Kabul edelim ki yeterince değil.
Aksi olsaydı, yıllardır gözlenen tahribatlara bir yenisi eklenmez.
Marmaris ve çevresinde konuşlanan 3 Bin hektara yakın ormanlar, yangına maruz kalmazdı.
Her ne kadar İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kısa sürede yangın mahalline ulaşsalar da, yangının önü alınamamıştı.
Sonra başlangıçtan itibaren yangın mahallinden ayrılmayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Op.Dr. Osman Gürün;
Tüm ekiplerimiz ve imkanlarımızla sahada elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Emek veren herkese minnettarız.
Artık bu acıların yaşanmamasını ve bunun son olmasını diliyoruz.
Sonuçta böylesine bir yangın üzerine tek söyleyebileceğimiz TÜM GÖZLERİN MUĞLA’YA ÇEVRİLMESİYDİ.
YORUMLAR