Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Ünal Yiğit

Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu

Merhaba Sevgili Okurlar,

3 Temmuz 2005 yılında kabul edilen ve 19 Temmuz 2005 tarihinde resmî gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ile ilgili bilgiler vermeye ve sıkıntılı taraflarını anlatmaya devam edeceğim.  

Daha önce de yazdığım gibi yasanın adına güvenerek mantıklı gibi gelmişti. İfraz ve miras yolu ile tarım arazileri küçülmelere sebep oluyordu. Bunun önüne geçilmesi kanaatindeydim. İfraz (ayırma-bölme) konusunu bir önceki yazımda anlatmaya çalışmıştım. Bu yazımda ise mirasa konu olan tarım arazilerindeki problemleri konu edineceğim.

Tarım arazisi niteliğinde olan taşınmazların mirasın intikali işlemini 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanununun yayınlandığı 19 Temmuz 2005 tarihinden öncesi ve sonrası olarak incelemek daha anlaşılır olacaktır.

5403 sayılı kanun öncesi ve sonrası tüm gayrimenkullerin intikal işlemi, vergi dairesi ilişiğinin kesilmesine ve tüm hissedarların müracaatına bağlı kalmaksızın bir kişinin müracaatı ile elbirliği (müşterek) mülkiyet halinde yapılıyor.

5403 sayılı yasa öncesi; vergi dairesi ilişiğini kesip, varsa elbirliği (müşterek) mülkiyetten iştirak halinde mülkiyete (paylı mülkiyet) geçirip; hissedar diğer hissedarlardan birine veya hariçten istediği kişiye satabiliyordu.

5403 sayılı yasa sonrası ise 15 Mayıs 2014 ten önceki ölümlerde mirasa konu olan taşınmazlar hariç, mirasa konu olan tarımsal arazilerin devir şekli aşağıdaki gibi olmuştur.

Madde 8/C: Mirasçılar, terekede bulunan tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazinin mülkiyeti hakkında;

 a) Bir mirasçıya veya yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerini karşılaması durumunda birden fazla mirasçıya devrini,

b) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 373’üncü ve devamı maddelerine göre kuracakları aile malları ortaklığına veya kazanç paylı aile malları ortaklığına devrini,

c) Mirasçıların tamamının miras payı oranında hissedarı oldukları 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kuracakları limited şirkete devrini,

ç) Mülkiyetin üçüncü kişilere devrini, kararlaştırabilirler. Demektedir.

Yasa, tarımsal arazinin yukarıdaki maddeler dahilinde devrini öngörmektedir. Bununla ilgili olarak da; mirasın açılmasından itibaren 1 yıl süre tanımıştır.

Hissedarlar 1 yıllık süre içerisinde anlaşamadılar veya Sulh Hukuk Mahkemelerine ortaklığın giderilmesi davası açmadılar ise; yasanın 8/Ç maddesi “Yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin 8/B maddesinde belirtilen sürede devredilmediğinin kamu kurum veya kuruluşları ile finans kurumları tarafından öğrenilmesi hâlinde, durum, bu kurum veya kuruluşlar tarafından derhâl Bakanlığa bildirilir. Bakanlık bu Kanun hükümlerinin uygulanması için mirasçılara üç ay süre verir. Verilen süre sonunda devir olmaması hâlinde, Bakanlık resen veya bildirim üzerine bu yerlerin istemde bulunan ehil mirasçıya, ehil mirasçı olmaması durumunda en fazla teklifi veren istekli mirasçıya devri, aksi hâlde üçüncü kişilere satılması için ilgili sulh hukuk mahkemesi nezdinde dava açabilir.” Demektedir.

5403 sayılı yasada, Asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemez. Demektedir. 

Asgari tarımsal arazi büyüklükleri belirlenirken Muğla’ da ki arazi ortalama büyüklüklerine ilçeler hatta mahalleler, köyler bazında bakılmadığı kanaatinde olduğumu tekrardan söylemeliyim.

Gayrimenkul işlemlerinde miras paylaşımı en zor konulardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Paylaşılan para, altın, döviz gibi olsa hissedar sayısına böler paylaşırsınız. Araba, traktör gibi araç olsa satar parasını gene paylaşırsınız. Toprağa bağlı bir Millet olduğumuz için arazi konusunda anlaşamadığımız aşikar bir konudur.

Miras yolu ile intikal eden binlerce dekar tarımsal arazi olduğunu tahmin etmekteyim. Miras yolu ile bölünmeden dolayı ve çiftçinin tarımsal arazilerden ürettiği ürünlerden zarar etmesi neticesinde bu rakamın daha da artacağını düşünmekteyim.

5403 sayılı yasa ile denilmek istenen hissedarlar arasında seve seve kuralına göre anlaşmak zorundasınız. Eğer anlaşmazsanız 5403 sayılı yasanın 8/Ç maddesini uygulamaya koyar, gerekir ise dava yolu ile ortaklığı bitiririm demektedir. Hissedarların kendi arasında anlaşmaları kısmına ve tarım arazilerinin küçülmemesi kanaatindeyim fakat; Bakanlık nezdinde dava açılarak mahkeme yolu ile satılması konusu kafamı karıştırmaktadır.

Karışmasının sebebi ekonomisi iyice bozulan Türk vatandaşları bu arazileri alamaz ise çok uluslu sermaye grupları savaşla alamadıkları bu toprakları parayla alabilir mi? Sorusunda gizli.

Sakarya Meydan Muhaberesinde “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz.” Diyen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü rahmet ve minnetle anıyorum.

Kalın sağlıcakla…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER