Özdağ, özellikle yurtdışına ihraç edilen gıda ve tarım ürünlerinde tespit edilen toksik maddelerin geri gönderildiğini belirterek, bu sorunun sadece ekonomik değil, stratejik ve sağlık açısından da büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade etti.
Özdağ, Avrupa Birliği tarafından yayımlanan RASFF (Gıda ve Yem İçin Hızlı Alarm Sistemi) raporlarına atıfta bulunarak, Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerin güvenilmezlikte ilk sırada yer aldığını söyledi. 2024’ün ilk yarısında, 205 çeşit gıda ürününün uluslararası gümrüklerde sorun yaşadığını ve bunlardan 132’sinin Türkiye’ye geri gönderildiğini açıkladı. Özdağ, geri gönderilen ürünlerden bazı örnekler vererek, şu toksik maddeleri öne çıkardı:
“Vatandaş Avrupa’nın Yemediğini Tüketmek Zorunda Kalıyor”
Özdağ, geri gönderilen bu ürünlerin iç piyasaya sürüldüğü iddialarını gündeme getirdi. Yetkililerin bu konuda şeffaflık sağlamadığını belirten Özdağ, “Vatandaşlarımız haklı olarak ‘Avrupalının yemediğini biz yiyoruz’ diyor. Denetim eksiklikleri nedeniyle sağlıksız gıda tüketimi toplum sağlığını tehdit ediyor” dedi.
Gıda Enflasyonu ve Tarımda Düşüş
Özdağ, Türkiye’nin en yüksek gıda enflasyonuna sahip olduğunu ve tarım sektöründeki yanlış politikaların üretimi olumsuz yönde etkilediğini vurguladı. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün raporlarına dayanarak, Türkiye’nin tarımsal üretimde kendi kendine yeterlilik konusunda hızla gerilediğini ifade etti.
Selçuk Özdağ, gıda güvenliği sorunlarını araştırmak ve çözüm üretmek amacıyla TBMM’ye bir komisyon kurulması için önerge verdiklerini ancak önergenin reddedildiğini belirtti. Hükümeti, sorunlara duyarsız kalmakla ve göstermelik çözümlerle vakit kaybetmekle eleştiren Özdağ, gıda güvenliği sorunlarının çözülmesi için tarım politikalarının yeniden düzenlenmesi, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve halk sağlığını tehdit eden uygulamalara son verilmesi gerektiğini ifade etti.
Basın toplantısı, “Sağlıklı ve güvenilir gıda, hem anayasal hem evrensel bir haktır” mesajı ile sona erdi.