Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

Muğla’da emekçiler direnişte: “TÜİK sayesinde iki yakamız bir araya gelmiyor!”

Muğla Vergi Dairesi Önünde

Muğla Vergi Dairesi Önünde Büro Emekçileri Sendikası, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu ve Tüm Emeklilerin Sendikası ortak basın açıklaması düzenledi.

BES Muğla İl Temsilcisi Haluk Yılmaz Yıldırım açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Mevcut Hükümet kendisini iktidara getiren ve bugüne kadar iktidarda kalmasını sağlayan uluslararası sermaye ve onun gölgesinde büyüyen yerli sermayenin varlık sebebi olan neo-liberal politikaları tavizsiz uygulamaktadır. Bundan sonraki süreçlerde de bu politikaları uygulamaya devam edeceğini Orta Vadeli Programda (OVP) ilan etmiş bulunmaktadır. Uluslararası ve yerli sermayenin talepleri doğrultusunda, toplumun ortak kazanımı olan ve ülkenin kalkınmasında mihenk taşı görevi yapan kuruluşlar çerez fiyatına elden çıkarılarak, bahsi geçen sermaye gruplarına servet olarak aktarılmıştır. Bu yetmezmiş gibi bizlerden toplanan vergiler teşvik adı altında para babalarına aktarıldığı gibi; ülkemizde yaşanacak deprem riskine karşı kentlerimizin imarı için topladığımız deprem vergilerini bile yasaya aykırı bir biçimde yola, köprüye, havalimanına harcamaktan geri durmamıştır” dedi.
Toplu açıklamaya şöyle devam edildi: “İktidarın sermaye yanlısı ve emekçi düşmanı bu politikaları toplumun çoğunluğunu oluşturan biz kamu emekçileri, kamu emeklileri, asgari ücretliler için bitmeyen bir kâbus olmaya devam etmektedir.
Biz emekçiler, yoksulluk halk kesimleri itiraz etmedikçe, hakkımız olanı istemedikçe daha fazla yoksullaşmaya devam edeceğiz. Bunun için iktidarın ekonomik programından mağdur olan bizler, iktidarın bizlere düşük ücret vermede bir aparat olarak kullandığı TÜİK’i tüm illerde protesto ediyoruz.
Bunun için bir kez daha TÜİK Başkanı, Başkan Yardımcıları ve diğer sorumluları kanunun kendilerine verdiği sorumluluk çerçevesinde davranmaya, iktidarın beklentilerine göre değil, piyasanın gerçekliğine uygun enflasyon verilerini açıklamaya davet ediyoruz. Aksi takdirde, haklarında bulunduğumuz suç duyurularına karşı yargının taraflı davranması kendilerini kurtarmaya yetmeyecektir.
Bu iktidar iş başına gelme koşullarını hazırlayan 2001 krizi ortamında; yani bugünkü iktidarın eski Türkiye denilen dönemde ortalama bir kamu emekçisi, asgari ücretin 2,92 katı ücret alırken bugün ancak 2,01 katını alabilmektedir. Aynı dönemde ortalama bir kamu emeklisi asgari ücretin 2,67 katı maaş alırken bugün ağırlıkla asgari ücret ve asgari ücretin altında ancak maaş alabilmektedir. İktidarın dilinden düşürmediği o eski Türkiye’de asgari ücret alan bir emekçi, aldığı ücretle 12 çeyrek altın alabilmekteydi. Diğer bir deyişle bu iktidarın sürekli kötülediği eski Türkiye’de ortalama bir kamu emekçisi aldığı maaşla 24 çeyrek altın, kamudan emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 20 çeyrek altın alabiliyorken, 2024 Ağustos’ta ise bir kamu emekçisi aldığı maaşla 8,85 çeyrek altın, kamudan emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 3,81 çeyrek altın alabiliyorken, asgari ücret alan bir emekçi ancak 3,68 çeyrek altın alabilmektedir. 2003 yılında en düşük emekli maaşı asgari ücretin %47 daha fazla iken, bugün ise 12.500 TL olan en düşük emekli maaşı asgari ücretin %36’sı bile değildir.
Evet bugün iktidarın övmekle yere göğe sığdıramadığı yeni Türkiye’de ne biz kamu emekçileri ne kamudan emekli olan emekliler ne de asgari ücret alan emekçiler o gün elde ettiğimiz gelirlerin çok altında bir gelirle hayatımızı idame ettirmeye çalışmaktayız” ifadeleri kullanıldı.

“TÜİK sayesinde iki yakamız bir araya gelmiyor!”

Yıldırım, açıklamaya şu sözlerle vurgu yaptı: “İktidar bir taraftan yapıp uygulamaya koyduğu bütçelerde bizlere daha az kaynak ayırırken, diğer taraftan bizlerin düşük gelirler elde etmemizde bir aparat olarak kullandığı TÜİK’e piyasa gerçekliğinden uzak enflasyon oranları açıklatarak, düşük ücret politikasını hayata geçirdi ve bizler sürekli bir şekilde yoksullaştık. Bizler biliyoruz ki, TÜİK yönetimi kanunun kendisine verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde görevini yerine getirseydi, içinde bulunduğumuz yoksulluğu bu kadar derin yaşamayacaktık.
Bir yandan TÜİK’in uzun yıllardır piyasa gerçekliğinden uzak, iktidarın düşük ücret politikalarıyla uyumlu enflasyon verileriyle alın terimizin hakkı olan ekmeğimiz soframızdan çalınıyor, bir yandan da temel insan hakları içinde yer alan ve ücretsiz olarak verilmesi gereken sağlık hakkı, eğitim hakkı ve nitelikli kamusal hizmetler ulaşılamaz hale getirilerek, ağır vergilerle de kronik olarak yoksullaştırılıyoruz.
Bugün bir kez daha, burada ve örgütlü bulunduğumuz bütün illerde başta TÜİK kurum başkanı, başkan yardımcıları ve diğer sorumluları, kanunun kendilerine vermiş olduğu görevleri eksiksiz yerine getirmeye davet ediyoruz. İlgili yetkililerin 2022’den beri açıklamaktan imtina ettikleri gıda fiyatları verilerini düzenli bir şekilde kamuoyunla paylaşmaya ve piyasada oluşan gerçek veriler üzerinden enflasyon oranlarını açıklamaları gerektiğini kendilerine hatırlatıyoruz. Aksi takdirde, iktidarla birlikte bizleri yoksullaştırmak üzere veri paylaşmamalarını sürekli teşhir edeceğimizi ve kanunun kendilerine yüklemiş olduğu görevleri kötüye kullandıkları gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunmaya devam edeceğimizi ve yine görevlerini kötüye kullandıklarından dolayı haklarında dava açarak, hukuki yollardan da haklarımızı aramaya devam edeceğimizi beyan ediyoruz.
TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarıyla mağdur olan tüm kesimleri haklı mücadelemizde birlikte olmaya çağırıyoruz.”