Bilindiği gibi kısa bir süre öncesinde ülkemizin önemli bir kesimi, yüzyılın en büyük felaketiyle yüz yüze gelmişti.
Kabul edelim ki bu yaklaşımda abartı yoktu.
Aradan geçen bir haftalık süre içerisinde hayatını kaybedenler ve yaralananların sayısı çok önemli rakamlar içerdiğine göre gerçek olan, ülkemizin böylesine yıkıcı bir doğa olayının etkisinde kaldığıdır.
Bunun sonucunda 30 bin vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 80 bin civarında yaralananlar vardı.
Üstelik hala arama kurtarma çalışmaları devam ediyordu.
Yapılan açıklamalar enkaz altında daha çok sayıda vatandaşlarımız olduğu vurgulanınca üzüntü ve endişelerimiz daha bir artıyordu.
***
Sonra nasıl üzüntü duymaz ve tereddüt edilmezdi!
Söz konusu depremin etkisi çok büyük bir alanı kapsıyordu.
Özellikle 10 ilimiz aynı sarsıntının etkisinde kalmıştı.
Yanı sıra bağlı ilçe ve belde merkezleriyle birlikte köyler.
Her bir yerleşim birimi göz önüne alındığında ortaya çıkan tablo, çok önemli bir kesimin aynı depremden etkilendiğini göstermektedir.
Bu yaklaşımda abartı yoktu.
Bunca zamana karşın çalışmaların aralıksız sürdürülmesi her şeyi ortaya koyuyordu.
***
Belirtildiği üzere, dünyada gözlenen yüzyılın en büyük 3 depreminden biri olunca, sıkça gündeme getirilen, yanı sıra cevap arayan bir takım sorular vardı.
Ülkemiz genelinde konuşlanan kentler yanında konuşlandığımız şehir Muğla’nın aynı felakete yönelik yaklaşımları nasıldı?
Merkez ilçe ve bağlı yerleşim birimleri, ne tür faaliyetler içerisindeydiler?
Kısaca, aynı felakete uğrayan kentlere bir nebze olsun yardımcı olma çabası sürdürülüyor muydu?
Bundan kimsenin en küçük şüphesi olmazdı.
Olamazdı…
Bütünüyle Muğla, ülkemiz genelinde konuşlanan yerleşim birimlerinden her hangi biri veya şimdi olduğu gibi birçoğu bir felaketle yüz yüze geldiğinde, ne gerekiyorsa yerine getirmiştir.
Hiç tereddüt etmeden maddi manevi yardıma koşmuştur.
Geçmişte ülkemizin birçok bölgesinde meydana gelen bu tür depremler üzerine nasıl hareket edildiği, Muğla olarak ne tür yaklaşımlar içerisinde olunduğu kayıtlarda saklıdır.
Hal böyle olunca her kentimiz gibi Muğla da üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmiş ve getirmektedir.
***
Aynı depreme yönelik mağduriyetlerin bir nebze olsun giderilmesi için seferber olan Muğla, tahminlerin çok üzerinde yardım tırları göndermiş ve hala aynı yaklaşımlar devam etmektedir.
Dolayısıyla MUĞLA SEFERBER OLDU derken, abartılı bir yaklaşım sergilemedim.
Kaldı ki gelişmeler her şeyi ortaya koyuyordu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Op.Dr. Osman Gürün;
“Deprem bölgesi için ne yapsak azdır” yaklaşımı içerisinde, halkın diğer yerleşim birimlerine gitmeleri için Hatay iline 15, Gaziantep’e 3 olmak üzere 18 otobüs gönderiyor.
Yanı sıra bizzat kendisine de aynı bölgeye gidiyor.
Bu arada dikkat çeken bir yaklaşım vardı.
Psikolojik destek için “Kırmızı Yelekliler” adı verilen grup deprem bölgesine gidiyor.
Gözlenen gelişmeler bağlamında Bodrum ilçesi kesintisiz haberleşmeyi sağlıyor, bölgeye toplamda 217 yardım Tır’ı gönderiliyor.
Labranda Şirketi 3 bin koli su sağlıyor,
Muğla’dan giden Jandarma ekibi 2 yaşındaki bir çocuğu kurtarıyor,
Fethiye İlçesi 140 depremzedeyi misafir ediyor,
Muğla milletvekilleri deprem bölgesine gidiyor.
Hiç tereddüt yok diğer ilçelerimiz de aynı yaklaşımlar içerisindeydiler.
Her biri, kendisine bağlı mahallelerle birlikte, deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın türlü ihtiyaçlarını karşılamak için canhıraş çalışıyorlardı.
Sonuçta gözlenen gelişmeler üzerine tek bir şey söylenebilirdi.
Ülkemiz genelinde konuşlanan iller gibi Muğla’da yardım ve destek bağlamında seferber olmuştur.
YORUMLAR