25 Aralık tarihinde kabul edilen düzenleme, engelliler için endişe yarattı. AK Parti Milletvekili Özlem Zengin’in önergesiyle, engellilerin ÖTV indirimli araç alabilme hakkı 5 yıldan 10 yıla uzatıldı ve “en az %20 yerli katkı oranı” şartı getirildi. Bu değişiklik, özellikle ortopedik engelli bireyler için araç seçeneklerini sınırlayarak, bagajlarına tekerlekli sandalye sığdırmakta zorluk yaşayan bireylerin sorunlarına çözüm getirmedi. Konu, 26 Aralık tarihinde kanunlaştı. Türkiye Görme Engelliler Derneği Muğla Şube Başkanı Mehmet Özdemir, yapılan düzenlemenin engellilere yönelik ayrımcılığı arttırdığına dikkat çekti. Özdemir, “Bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz ve bu hakkın savunucusu olmaya devam edeceğiz,” diyerek, iktidar ve muhalefet partilerine ortak bir duruş sergileyerek hataya dur demelerini çağrısında bulundu.
Özdemir, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
” O kadar kolay okunup o kadar basit kabul edildi ki bu önerge; sanırım oy kullanan milletvekillerinin çok büyük bir çoğunluğu neye oy verdiğinin bile farkında değildi. Maddeler, rakamlar duyuluyordu sadece. Binlerce engelliyi yakından ilgilendiren madde, sadece iki dakika içerisinde genel kuruldan geçmiş; Oldu bittiye getirilmiş, adeta yangından mal kaçırılmıştı. Bütçe görüşmeleri, ülkelerin gelecek yıl içerisinde hangi konuya ne kadar harcama yapılacağının belirlendiği, aslında heyecan verici dönemlerdir. Biz engelliler için ise adeta kâbusa dönüşmüştür bu günler. Birçok engelli, “acaba bu sefer ötv indirimli aracımla ilgili nasıl bir kısıtlamaya gidilecek?” diye gözlerini, kulaklarını meclis TV’ye diker. Engellilerin zor yaşam koşulları, eğitime ve istihdama erişim zorluğu, toplumsal ayrımcılık, fiziki çevre sorunları… daha onlarca sayabileceğimiz sorunların hiçbiri Devletin, engellisine sunduğu bu ötv muafiyeti kadar konuşulmamıştır meclis çatısı altında. Öyle büyük bir derttir ki bu muafiyet her yıl mutlaka konuşulup; ucundan köşesinden kırpılmalıdır çünkü ülke ekonomisi bu muafiyete bağlıdır adeta. Şu konuyu ortadan kaldırsalar, ah bir kaldırsalar, muhasır devletler seviyesine ulaşılır, ülkede açlık, yoksulluk son bulur, bütün dünya buna inanır ve hayat bayram olur. Önceden motor silindir hacmine göre araç alabiliyorken; “olmaz” dediler. “o motor hacminde iyi arabalar da var. Engellilerin iyi arabalara binmeleri neyine?” dediler. İyisi mi, kafalarına göre her yıl belirleyebilecekleri fiyat baremi koydular. Yetmedi; Rüşvet yoluyla sahte rapor alanların ve onlara sahte rapor yazan doktorların peşine düşmek yerine; engellinin arabasına kimin bineceğini bile belirlemeye tenezzül ettiler. Bitti mi? Hayır. Her yıl ÖTV muafiyetinden devletin ne kadar sözde zarar ettiğini kendilerince, her yerde anlatarak toplumu engelliye düşman ettiler. Son olarak ise; Özlem Zengin’in yukarıda da bahsedilmiş olan önergesiyle birlikte; engellilerin beş yılda bir araç alabilme hakkı 10 yıla uzatılmış, “en az %20 yerli” ibaresiyle engellilerin alabilecekleri araç seçeneği minimuma indirgenmiştir. Ortopedik engelli bireylerin geneli küçük olan bu araçların bagajlarına tekerlekli sandalyelerini nasıl sığdıracağı dahi düşünülmemiştir. Empatiden yoksun yaklaşımla hazırlanan bu önerge maalesef 26.12.2024 tarihinde kanunlaşmıştır. Aynı konu Haziran 2024 yılında yine gündeme gelmiş, bilindiği kadarıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul görmemişti. Şimdi merak ettiğimiz konulardan biri de Cumhurbaşkanının bu duruma dair detaylı bilgisi var mıdır yoksa genel kuruldaki gibi oldu bittiye mi getirilmiştir? Yine merak ediyoruz; muhalefet partileri, konuya dair bilgi sahibi midir? Eğer haberdar iseler, bu yasayı anayasa muhakemesine götürecekler midir? Türkiye Görme Engelliler Derneği olarak; yangından mal kaçırırcasına geçirilen bu kanunu kabul etmiyoruz. %90 ve üzeri Engeli olan bireylerin sahip olduğu bu istisnai hakkın sonuna kadar koruyucusu olacağımızı söylüyoruz. Bu hakkın adeta bir sarı öküz olduğunu biliyor ve bu hak gaspının burada kalmayacağının da farkındayız. Engelliler bu toplumun onurlu birer ferdidir ve bunun sarsılmasına hiçbir koşulda izin vermeyeceğiz. Sahip olduğumuz hakların geliştirilmesinin yerine bir geriye dönüşü amaçlayan bu anlayışın karşısında dimdik duracağız. Bizler biliyoruz ki; gerçekleştirilen bu yasa düzenlemesinin içeriğine vâkıf olan hiçbir milletvekili buna evet demeyecektir. Bu sebeple iktidar-muhalefet fark etmeksizin bu yanlışa “dur!” denmelidir.”