Nöbetçi Eczaneler
Muğla Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Karakurt, şirketinin Bayır ve Deştin Mahalleleri arasında yapmayı planladığı entegre çimento fabrikasının, Muğla’yı atıklardan temizleyeceğini ve gelecek yıl Ağustos ayında faaliyete başlayacaklarını söyledi. Muğla’yı kirletmeye değil temizleye geldiklerini belirten Karakurt, fabrikaya karşı yapılan eylemlerle ile ilgili de çarpıcı iddialar da bulundu.
Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Bayır Mahallesi ile Yatağan’ın Deştin Mahallesi arasında kurulmak istenen entegre çimento fabrikası, gündemdeki yerini koruyor.
Muğla Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Karakurt da fabrikaya kamuoyundan gelen tepkiler ve eleştiriler sonrası suskunluğunu bozdu. Karakurt, beraberinde yönetim Kurulu üyesi Burak Kılınç ile birlikte fabrika alanında basın toplantısı düzenledi.
Toplantı da ilk olarak, Muğla Çimento’ya ilişkin bilgilendirmede bulunan Yönetim Kurulu üyesi Barış Kılınç, “Kent Grubu Doğubeyazıt kökenli 32 yıllık bir kuruluş. 31 yıldır Manisa merkezli bir şirket Abdullah ve Cemal Karakurt kardeşlerin sahibi olduğu Manisa’nın en büyük kuruluşlarından biri, yıllık cirosu 3 milyar lira civarında. Manisa Turgutlu ilçesinde küçük çaplı çimento öğütme tesisi ile çimento sektörüne giriş yapan Kentçim Çimento San. A.Ş., Kent Şirketler Grubu bünyesinde bulunan çimento, hazır beton, enerji, akaryakıt, maden ve yol yapımı alanlarında faaliyet gösteriyor” dedi.
“AĞUSTOS AYINDA FAALİYETE GEÇMEK İSTİYORUZ”
Şirketin 2020 yılında Muğla’nın Yatağan ilçesinde yeni bir entegre çimento fabrikası kurmak için çalışmalara başladığını, gerekli izinleri alarak ruhsat çalışmasından sonra fabrika kurum çalışmalarına başladıklarını söyleyen Kılınç, “Gelecek sene Ağustos ayında faaliyete geçmek istiyoruz. 2 milyon ton çimento kapasiteli, yaklaşık 400 kişilik bir istihdam sağlayan, yıllık 3 milyar cirosu olan çok büyük fabrika olacak” diye konuştu.
“BU FABRİKA ATIK BERTARAF TESİSİ GİBİ KULLANILACAK”
Kılınç açıklamasına, çimento fabrikasına karşı çıkan bölge halkının ve çevrecilerin iddialarına da yanıt vererek şöyle devam etti:
“Biz bu fabrikayı neden burada kuruyoruz öncelikle oradan başlayayım. Birincisi Muğla’da çimento fabrikası yok. Buranın rantını Aydın, İzmir Denizli yiyor. İkincisi, burada ciddi bir atık sorunu var. Mermer atığı ve kül atışı problemi var. Bu fabrika yılda 500 bin tona yakın külü, bertaraf edecek. Bu fabrika 2 milyon 5 bin ton civarında mermer atığı tüketecek. Belediyenin çöplerini, atıktan enerji üretim tesisi kuracağız orada bunları tüketeceğiz. Yani bu fabrika aslında bir atık bertaraf tesisi gibi çalışacak. Yatağan termik santralinden çıkan külü de kullanacağız. O kül eğer kanserojen olsaydı bütün betoncular onu yıllardır kullanıyor. Bunlar bilimsel olarak hiçbir doğruluğu olmayan laflar. Oysa kül kullanmak atığı bertaraf etmek için herkes tarafından önerilen bir şey. Bunları söyleyen arkadaşlar kimse onlarlar da oturup konuşuruz, konuyla ilgili eğitim almış hocalar da anlatırlar. Bu fabrika da Muğla’da çıkan bütün posayı alma şansımız yok ama ciddi bir kısmını alacağız.
“GÜNDE ANCA 400 TON KÖMÜR YAKABİLİYORUZ”
Günde 12 bin ton kömür gelecekmiş iddiaları var, bizim ayda tüketebileceğimiz petrokok miktarı 12 bin ton. Petrokok kullanıyoruz biz yakıtımızda. Günde anca 400 ton kömür yakabiliyoruz. Sonra ‘bu kömürden de bacalar tütecek’ hep fabrikalardan bacalardan tüter ya, bizim öyle bir şansımız yok. O bacalardan tüten şey çimento. O bacadan bir şey çıkarsa o çıkan şey para. Biz o çıkmasın diye torbalı filtre yapıyoruz 106 tane. O 106 filtre de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan online izleniyor. Eğer bir şey çıkarsa bizim canımızı okuyorlar zaten. Buradan çıkan her üretim saniye saniye bakanlık tarafından izleniyor. O yüzden öyle ‘Bacadan bilmem ne atacaklarmış’ diye bir şey yok. Kapalı bir devre sistemi var. Fabrikanın yıllık 2 milyon ton kapasitesi var. Günlükte yaklaşık 6 bin ton. Çimento dışında başka bir üretimimiz yok.”
“JANDARMA EŞLİĞİNDE GÜVENLİ PATLATMALAR OLACAK”
Çevrecilerin hammadde çıkarırken dinamit patlatılacağı ve su kaynaklarının zarar göreceği iddialarını var, bunların hepsi ÇED raporu ile sınırlandırılıyor. Orada patlatma yapılacak. Nerede yapacağı ÇED raporunda belirlenmiş. Jandarma eşliğinde patlatma oluyor. Eskiden galeri tipi patlatma tipleri vardı. Öyle bir şey artık kalmadı. Mesela Mersin’deki fabrikaya gitsek orada bunu görseniz siz çay içerken anlayacak mısınız, anlamayacak mısınız bakalım orada. Bu işler öyle anlatıldığı gibi değil.
“BİZ HER TÜRLÜ SORUYA AÇIĞIZ”
Üretimin iç pazar ve dış pazara olacağını belirten Kılınç son olarak, fabrikanın nasıl olacağını merak eden vatandaşları ve gazetecileri, daha önce yaptıkları fabrikalara davet etti: Kılınç, “Biz teknik insanlar olarak şunu söylüyoruz. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Yapmaya yetkin bir kadromuz var. 2022-2023 teknolojisiyle dünyada kullanılan teknolojiler ile bu fabrikayı yapacağız. Merak edenleri de daha önce yaptıklarımızı göstererek ikna etmek isteriz. Biz her türlü soruya açığız. Otururuz, konuşuruz” dedi.
KARAKURT: “FABRİKA MUĞLA’YI TEMİZLEYECEK”
Toplantı da konuşma yapan, Muğla Çimento San. A.Ş. sahibi Cemal Karakurt, ise “Muğla’da Bütün mermer posalarının hepsi olduğu gibi buraya gelecek. Mermer ocaklarından çıkan mermer atığı Muğla’nın başına bela olmuş. Mermer atıklarını güzelim tarım arazilerine atılmış halde görünce içim yandı. Yazık. Görmediğiniz neler var biz görüyoruz, geziyoruz. Üzerini toprakla örtmüşler. Bu fabrika ile bu atıklar hem ekonomiye kazandırılacak hem de Muğla’yı temizleyecek” dedi.
“RAKİPLERİMİZDEN PARA ALIYORLAR”
Karakurt, fabrikaya karşı çıkan çevreciler arasında bazı isimlerin rakip firmadan para alıp halkı galeyana getirdiklerini söyledi. Karakurt, “Fabrikayı protesto edenlerin içinde 6 ya da 7 kişi, isim de vermek istemiyorum. İşleri bizim rakiplerimizden para alıp gelip burada milleti galeyana getirmek. Başka işleri yok. Gariban köylüden Muğla Çimento’ya dava açacağız diye para toplamışlar. 26 bin lirayı içki masasında ‘O para senin bu para benim’ diye de kavga etmişler. Dava var mı? Dava da yok. Buradaki bütün davalar Danıştay onaylı bitmiş gitmiş. Yürütmeyi durdurma için açtıkları davayı yerel mahkeme reddetti. İstinafa gittiler o da reddetti. Danıştay’a gitti o da reddetti. Muğla Çimento’da yasal olmayan hiçbir şey yok.
“CHP GENEL MERKEZİ HUKUKSUZ BİR ŞEY BULAMAMIŞ”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi gelip buradan belediyeden bütün dosyaları götürmüş, ‘Acaba burada hukuksuz bir şey bulabilir miyiz? Ruhsatı iptal edebilir miyiz?’ diye. Onu da duyduk götürüp bakmışlar hukuksuz hiçbir şey yok.
“BU FABRİKA BİTTİĞİNDE TAKIM ELBİSE İLE DOLAŞACAĞIZ”
Hukuksuz bir işe bir adam 140 milyon dolar yatırır mı? Aklımı ekmek peynirle mi yedik biz ya? 90 milyon dolar şuana kadar para harcandı. Biz de buraya gelip gideceğiz. Biz kendimizi öldürtecek, zarar verecek bir şey yapar mıyız? Bu fabrika bittiğinde hep beraber takım elbise ile fabrikada dolaşacağız.”
“BELEDİYEYE YASAL ÖDEMELER DIŞINDA BİR ÖDEME YAPMADIM”
AK partili bir milletvekili bizi mecliste topa tutunca, ‘Allah Allah bu onların da adamı değil’ dediler. Biz hiç kimsenin adamı değiliz. Biz sanayiciyiz. Fabrikanın kurulması ile ilgili yasal ödemeler dışında belediyeye herhangi bir ödeme, bağış asla yapmadım.
“BAHATTİN GÜMÜŞ BENDEN BİR ŞEY İSTEMEDİ”
Hakikaten çok düzgün bir adam (Bahattin Gümüş). Görebildiğim en temiz adam. Bugüne kadar ne belediye için ne de bir başkası için bize ağzını açmadı. Bakın biz Muğlaspor’a sponsor olduk ya, yemin ederim belediyeden hiç kimse bizi Muğlaspor’a yönlendirmedi. ‘Buraya sponsor olun’ demedi. Ben geçen yıl buraya ruhsat alırken Bahattin Gümüş ile belediye çalışanları ‘Muğlaspor’un maçı var, grupta kalmaya çalışıyoruz’ dediler.”
“ALİ ÇAKIR BENİ ARADI, TELEFONDA SPONSOR OLDUM”
Kararkurt, Muğlaspor’a forma göğüs reklamı sponsoru olmalarına gelen tepkiler üzerine ise şunları söyledi:
“Böyle takımlar belediye üzerinden geçinir. Her yer de bu böyle. İçimden dedim ki Bahattin Gümüş, Muğlaspor için benden para isterse vereceğim. O bir istese ben iki vereceğim dedim. Çünkü adam, temiz adam. Dönüp benden bir lira para istemedi. Sadece, beni Ali Çakır diye bir arkadaş aradı, numaramı kim verdi sana dedim, ‘Abi ben bir yerden buldum’ dedi. Ne istiyorsun benden dedim, telefonda sponsor oldum.”
“MİMARLAR ODASI HUKUKSUZ YERE 7 AY PROJEYİ BEKLETTİ”
Karakurt, ruhsat sürecine de değinip açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bahattin Gümüş o ruhsatı vermek zorunda. Vermeye de bilir gerekçe gösterir. Ben Çevre ve Şehircilik’e giderim. 60 günde ruhsatımı keserim. Ama çevre ve şehircilik, Gümüş hakkında suç duyurusunda bulunur. Ruhsatı vermek ya da vermemek keyfi bir şey değil. Bahattin Gümüş dedi ki bizde ki uygulama şu, ‘Biz odalardan vize istiyoruz’ dedi. Biz 2021 Mart ayında ruhsatı içeri verdik. Gümüş, odalara gönderdi. Mimarlar Odası projeyi 7 ay kendinde bekletti. Hukuken böyle bir şey yapamaz. Ben aradan bir 4 ay geçince Temmuz gibi geldim Bahattin Gümüş’e, bakın siz bunu göndermişsiniz, bu adam keyfi olarak göndermiyor böyle bir hakkı yok ben şimdi suç duyurusunda bulunacağım dedim. ‘Cemal bey biz kimseyle kötü olmak istemiyoruz, rica ederim’ dedi. Biz de tamam dedik. İkimizinki de iyi niyet. Bir oda 7 ay bir ruhsatı bekletemez. Mimarlar odası da çekinceli olarak imza atmış, sen teknik olarak uygun mu değil mi ona bakarsın. Biz 7 aylık süreçte de mimarlar odasından randevu istedik, vermediler.”
NE OLMUŞTU?
Muğla Menteşe’nin Bayır Mahallesi ile Yatağan’ın Deştin Mahallesi arasında kurulmak istenen entegre çimento fabrikasına, Muğla Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından ‘ÇED Olumlu’ kararı ve Menteşe Belediyesi tarafından ruhsat verildi. Çimento fabrikasının söz konusu alanda inşaat çalışmaları başlayınca eleştirilerin hedefi oldu. ‘ÇED Olumlu’ kararına karşı açılmak istenen davayı, Muğla 2. İdare Mahkemesi, ‘süre doldu’ gerekçesiyle reddetti. Çimento fabrikasına karşı protestolar başladı. Menteşe Belediyesi’ne fabrika ruhsatının iptali için çağrıda bulunuldu.
Haber :Esma Turan