Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

MUĞLA ADALET KERVANI AKBELEN’DE SONA ERDİ

Muğla’daki termik santralların kapatılmasına

Muğla’daki termik santralların kapatılmasına ilişkin 20 Ekim’de başlatılan Muğla Adalet Kervanı yürüyüşü, termik santrallere kömür sağlanması için kesilen Akbelen Ormanı’nda sona erdi.

Muğla’daki termik santraller hakkında 1996 yılında verilen kapatma kararının uygulanması talebiyle ve termik santrallerin doğa ve insan sağlığına verdiği zararlara dikkat çekmek, toplumda farkındalık yaratmak amacıyla, Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Muğla Çevre Platformu, İklim Adaleti Koalisyonu ve Ekoloji Birliği tarafından Muğla Adalet Kervanı oluşturuldu.

20 Ekim’de başlayan Muğla Adalet Kervanı, sırasıyla Marmaris, Akyaka, Menteşe, Yatağan, Milas, Bodrum, Ören ve Akbelen’e uğradı. Bu süreç boyunca termik santrallerin neden kapatılması gerektiğine dair konuşmalar yapıldı. Açıklamalarda mahkemenin Muğla’daki termik santraller için verdiği kapatma kararının uygulanmadığı belirtildi.

28 Ekim’de Akbelen’e ulaşan yaşam savunucuları, Akbelen Ormanı’ndaki değerlendirme toplantısından önce Yeniköy Termik Santrali önünde; Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), İklim Adaleti Koalisyonu Ekoloji Birliği tarafından ortak açıklama yapıldı.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“1996 yılında Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri için çevreye verdikleri zarar nedeni ile mahkeme kapatma kararı vermiş, ancak bu karar o zamandan beri hala uygulanmıyor. Kapatma kararı olan santraller bölgeye ölüm saçmaya devam ediyor. Anayasal hukuk devletinde yargı kararını uygulamamak olur mu? Adalet kervanımızın son gününde kararı uygulayın, bu zulüm bitsin diye bir kez daha haykırıyoruz. Yasaların uygulanmasını sağlayacak kurumlar yok mu bu ülkede? Yargı kararının uygulanmadığını ilk kez duyanlar kendilerine şöyle sorabilirler: Bu nasıl bir vicdansızlık? Nasıl bir hukuksuzluk? Devlet, vali, kaymakam, kolluk kuvvetleri, yasaların uygulanmasını sağlayacak kurumlar yok mu bu ülkede? Kapatma kararı uygulansaydı Akbelen ormanı kesilmeyecekti.

“BODRUMLULAR SUSUZ KALDI”

Kervan yolda iken Bodrum’a su veren barajların kapatıldığı haberi geldi. Barajlarda su bitmişti ve Bodrumlular susuz kalmıştı. Neden bitmişti su? Çünkü insanların yaşam hakkı olan on milyonlarca ton su, barajlardan termik santrallerin türbinlerini soğutmak üzere, hiçbir ücret talep edilmeden şirketlere verilmişti. Önünde durduğumuz Yeniköy termik santrali bedavadan aldığı 14 milyon ton içilecek kalitedeki suyu bir yılda tek başına tüketiyor. İşi bittikten sonra da atıklarıyla zehirlediği suyu doğaya bırakıyor. Halkın ne yiyip ne içeceği, hastalıktan ölüyor olması onların umurunda değil. Onların tek derdi ceplerini doldurmak.

“MUĞLA’YA YAŞATTIĞINIZ BU ZULÜM YETER”

Muğla’ya yaşattığınız bu zulüm, bu adaletsizlik yeter. Mahkeme kararlarını geciktirmeden derhal uygulayın ve bu ölüm makinelerini susturun, bu ölüm çukurlarını kapatın! Yapmak zorundasınız b unu, çünkü anayasada öyle yazıyor, burası bir hukuk devleti! Eğer yurttaşlarınızın haykırışını duymazdan gelerek bildiğinizi okumaya devam ederseniz, b u tüm dünyaya açıkça bu ülkenin bir hukuk devleti olmadığının ilanı olacaktır. Yani bu topraklar üzerinde hiçbir yurttaşın, hiçbir bir yasal güvencesinin olmadığı anlamına gelecektir. Gelin bu yanlıştan bir an önce dönün, bizleri dünyada hukukun işlemediği ülkeler arasında sayılma utancına mahkûm etmekten vaz geçin. Bu güzel ülkenin insanlarına, bu utancı yaşatmaya hakkınız yok. Bizler, vicdansız sendikanızın, patronlarınızın dediği gibi emeğinize düşman değiliz.

“BİZLER, EMEĞE DÜŞMAN DEĞİLİZ”

Son bir söz bu santrallerde, bu kömür sahalarında çalışan emekçi kardeşlerimize: Yargının verdiği kararın yerine getirilerek bu santrallerin kapatılmasını talep eden bizler, vicdansız sendikanızın, patronlarınızın dediği gibi emeğinize düşman değiliz. Aksine, sizlerin insanca yaşama hakkını, insanca koşullarda çalışma hakkınızı savunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu yaşam düşmanı iş yerlerinde çalışırken en çok siz hasta oluyor, en çok siz ölüyorsunuz. Bizleri berbat yaşamlara mahkûm etmek onların umurunda olmadığı gibi sizlerin yaşamları da umurlarında değil. Kervanımız yola çıkarken Datça’da yaptığımız basın açıklamasında da vurguladığımız gibi; Santraller kapatılırsa binlerce emekçinin işsiz kalacağı doğru değildir. Santrallere ödenen kamu mali kaynakları santrallerde çalışanları rahatça geçindirmeye yeter de artar. Kaynaklarımız emekçileri ve doğayı koruyacak şekilde adil dağıtıldığında, santrallerde çalışan emekçiler için doğayla dost ve işçi sağlığını koruyan iş imkânları yaratılması mümkündür ve bunu talep ediyoruz.”