Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

“Milas’ın geleceği ‘AB tescilli’ zeytinyağında, kömürde değil”

Milas Kent Konseyi, Avrupa

Milas Kent Konseyi, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) ve İklim İçin 350 Derneği’nin hazırladığı “Yerel Ekonomi için Dönüşüm Fırsatı: milas’ta Zeytincilik” isimli rapor yayımlandı. Raporda; Milas’ın geleceğinin kömürde değil AB Tescilli zeytinyağlarında olduğu vurgulanırken, coğrafi işaretleri zeytinyağlarının şu an 4.5 milyon TL olan katma değerinin 60 milyon TL’ye çıkabileceği belirtildi. Raporda ayrıca Milas ve çevresinde kurulacak olan 70 zeytinyağı işleme tesisi ile santrallerden daha fazla istihdam sağlanacağına dikkat çekilerek, kömürü mahkum olmadan zeytine dayalı yerel bir ekonomi kurmanın mümkün olduğunun altı çizildi.

Milas Kent Konseyi, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) ve İklim İçin 350 Derneği’nin hazırladığı “Yerel Ekonomi için Dönüşüm Fırsatı: milas’ta Zeytincilik” isimli rapor yayımlandı.

Yeni rapora göre, kömür madenini genişletmek için zeytinlerin söküldüğü Milas’ta zeytinin işlenmesi için kurulacak 70 yeni tesisle, kömüre mahkum olmadan zeytine dayalı yerel bir ekonomi kurmanın mümkün olduğu belirtildi.  685 kişiyi istihdam edecek bu tesisler için ihtiyaç duyulan yatırımın ise, Milas’ta işletmedeki iki kömürlü termik santrale sadece bir yılda verilen teşvik miktarına eşdeğer olduğu ifade edildi.  Ayrıca, yörede zeytine dayalı bir ekonominin desteklenmesi ile AB coğrafi işaretli Milas zeytinyağının yarattığı değer 4,5 milyon TL’den 60 milyon TL’ye çıkabileceği vurgulanda.

Raporda; “ Zeytinlikleri madenciliğe açan ve tüm Türkiye’nin tepkisini çeken yeni yönetmelikle Milas’taki zeytin ağaçları da kesilme tehdidi altında. Oysa Milas zeytinyağı, Türkiye’nin tek Avrupa Birliği coğrafi işaretli zeytinyağı.” Denilirken,

Milas Kent Konseyi, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) ve İklim İçin 350 Derneği’nin hazırladığı ‘‘Yerel Ekonomi için Dönüşüm Fırsatı: Milas’ta Zeytincilik’’ isimli raporun amacı 2053 net sıfır emisyon hedefinin gerektirdiği bölgesel ekonomik geçişe bir örnek olarak, iki termik santral ve kömür madenlerinin de bulunduğu Milas için zeytine dayalı bir ekonominin geliştirilmesi olasılığını araştırmak olduğu belirtildi.

Hazırlanan rapor, Milas Belediyesi Prof. Dr. Aşkıdil Akarca Salonu’da yapılan bir basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı.

Tanıtım toplantısında konuşan Milas Kent Konseyi Başkanı Dr. Çağlayan Üçpınar; “ Kısa vadeli kazançlar için binlerce yıllık zeytin ağaçları ve onlarla birlikte, içinde yaşadığımız, yaşattığımız kültür de yok edilmek isteniyor. Bugün kamuoyuyla paylaştığımız çalışma bir başka gelecegin mümkün olduğunu gösteriyor. Milas’ta yaşayanlar için Milas’ın binlerce yıllık kültürünü ve doğasını koruyarak yeni ekonomik fırsatlar yaratılabileceğini göstermesi bakımından çok değerli bir çalışma.” Dedi.

Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz ise; “ Bu çalışma, Milas’ta zeytin sektörünün tek başına sahip olduğu potansiyeli ortaya koyarak Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine uygun bir bölgesel dönüşümün mümkün ve gerçekçi olduğunu gösteriyor. Eğer Milas için bir gelecek kurmak istiyorsak, bu kömür madenini genişletmek için zeytinlikleri yok ederek değil, aksine zeytinyağının ve zeytinin etrafında bir ekonomi yaratarak mümkün.” Diye konuştu.

İklim İçin 350 Derneği Kampanya Sorumlusu Efe Baysal da şu konuşmasında özetle şu ifadelere yer verdi: “ Zeytin ağacı binlerce yıldır Anadolu’nun, Milas’ın sembolü olmuş, bereketi olmuş. Günümüzde ise maalesef Milas’taki iki termik santrale kömür sağlamak için madencilik tehdidi altında. Oysa raporumuzun da gösterdiği gibi zeytincilik etrafında örgütlenecek yerel bir ekonomi Milas için büyük bir fırsat. Gastroturizmiyle, zeytin rotasıyla, Karia yoluyla, Milas’ın kültürüne sahip çıkan; yörenin ekolojisini koruyan; bölgenin geçim kaynaklarını dönüştüren kömüre feda edilmemiş planlı bir ekonomi pekala hayata geçirilebilir.”

RAPORUN ÖNE ÇIKAN BÖLÜMLERİ İSE ŞU ŞEKİLDE:

-Milas’ta yıllık ortalama 100 bin ton zeytin hasadı yapılıyor ancak bunun beşte biri bölge ekonomisi için ek katma değer yaratmadan işlenmemiş zeytin olarak bölge ekonomisi dışına çıkıyor.

-Bölge ekonomisi dışına çıkan bu 20 bin tonluk zeytini kullanmak için 50 zeytin işleme tesisi, 15 zeytinyağı tesisi ve 5 sabun-şampuan tesisi kurulabilir. Bu sayede 685 kişilik yani Milas’ın doğrudan kömür madenlerindeki istihdamın neredeyse tümü kadar yeni iş yaratılabilir.

-Yerel, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğe dayalı bu dönüşümün maliyeti (2021 fiyatlarıyla 240 milyon TL), Milas’ta var olan iki kömürlü termik santrale bir yılda yapılan kapasite mekanizma ödemesiyle (260 milyon TL) sağlanabilir.

-Gerekli tanıtım ve tescil süreçleri uygulanırsa Avrupa Birliği coğrafi işaretli Milas zeytinyağının 100 ton üretimi sekiz katına çıkabilir. Tescilli zeytinyağının yarattığı değer 2021 fiyatlarıyla 4,5 milyon TL’den 60 milyon TL’ye artabilir.

-Milas, Türkiye’de zeytin ve zeytinyağının başkenti. Milas 5 bin yıldır insanların yerleştiği, 4000 yıldır diğer bir deyişle Karya Uygarlığı’ndan bu yana zeytincilik yapılan ve zeytinyağı üretilen bir coğrafya. Türkiye, Avrupa Konseyi Kültür Rotası olarak tanınan Zeytin Ağacı Rotası içinde yer alıyor. Zeytin etrafında şekillenecek yeni ekonomiyle Milas gastroturizme açılabilir.

Milas Kent Konseyi Başkanı Dr. Çağlayan Üçpınar: Kısa vadeli kazançlar için binlerce yıllık zeytin ağaçları ve onlarla birlikte, içinde yaşadığımız, yaşattığımız kültür de yok edilmek isteniyor. Bugün kamuoyuyla paylaştığımız çalışma bir başka gelecegin mümkün olduğunu gösteriyor. Milas’ta yaşayanlar için Milas’ın binlerce yıllık kültürünü ve doğasını koruyarak yeni ekonomik fırsatlar yaratılabileceğini göstermesi bakımından çok değerli bir çalışma.

Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz: Bu çalışma, Milas’ta zeytin sektörünün tek başına sahip olduğu potansiyeli ortaya koyarak Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine uygun bir bölgesel dönüşümün mümkün ve gerçekçi olduğunu gösteriyor. Eğer Milas için bir gelecek kurmak istiyorsak, bu kömür madenini genişletmek için zeytinlikleri yok ederek değil, aksine zeytinyağının ve zeytinin etrafında bir ekonomi yaratarak mümkün.

İklim İçin 350 Derneği Kampanya Sorumlusu Efe Baysal: Zeytin ağacı binlerce yıldır Anadolu’nun, Milas’ın sembolü olmuş, bereketi olmuş. Günümüzde ise maalesef Milas’taki iki termik santrale kömür sağlamak için madencilik tehdidi altında. Oysa raporumuzun da gösterdiği gibi zeytincilik etrafında örgütlenecek yerel bir ekonomi Milas için büyük bir fırsat. Gastroturizmiyle, zeytin rotasıyla, Karia yoluyla, Milas’ın kültürüne sahip çıkan; yörenin ekolojisini koruyan; bölgenin geçim kaynaklarını dönüştüren kömüre feda edilmemiş planlı bir ekonomi pekala hayata geçirilebilir.

MİLAS ZEYTİNYAĞI NEDEN TESCİLLİ?

Türk Patent Enstitüsü’ne göre; Milas’ın tarihinde Karya Uygarlığı döneminden itibaren zeytinyağı ticareti önemli yere sahip. Milas zeytinyağının ünü, antik dönemden beri yoğun olarak ve yüksek kalitede yetişen Memecik çeşidi zeytininin kullanılmasından gelir. Memecik çeşidi zeytinin, doğadan gelen yağmurla birlikte suyu az gördüğü için nefaseti yüksektir. Tanesi küçük bu zeytin çeşidinden, verimi yüksek, sarı-yeşil arası renkte, orta değerde meyvemsi aromaya sahip üst sınıf bir natürel zeytinyağı elde edilir. Meyvemsiliğinde dikkat çeken özellikleri turunç, portakal mandalina ve limon aroma kokularının hakim olmasıdır.

Haber: Hüseyin Atılgan