Menteşe Kent Konseyi’nde sular durulmuyor. Geçen ay Nazmiye Kulaç’ın istifasının ardından bugün Haluk Özsoy’da meclis üyeliğinden çekildi. Seçim sürecindeki antidemokratik uygulamalar ve belediyeyle çıkar ilişkilerini eleştiren Özsoy, “Kent Konseyi, halkın değil, belediyenin sesi oldu” sözleriyle istifasını duyurdu.
Menteşe Meclis Üyesi Haluk Özsoy, istifasını açıklarken Menteşe Kent Konseyi yönetimine sert eleştirilerde bulundu. Özsoy, seçim sürecinin antidemokratik ve CHP Menteşe İlçe Örgütü’nün kontrolü altında gerçekleştiğini iddia etti. Meclis üyeliğinden ayrılma gerekçesini detaylandıran Özsoy, belediye ve bazı üyeler arasındaki çıkar ilişkilerine dikkat çekti.
“Üst yönetim tarafından bir boyunduruluk işletilmektedir”
Haluk Özsoy, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Menteşe Kent Konseyi seçim sürecinin ne kadar antidemokratik, baskıcı biçimde ve CHP Menteşe İlçe Örgütü boyunduruğunda yürütüldüğünü farklı alanlarda ve basın kanalıyla dile getirip eleştirilerimi net biçimde ortaya koymuştum. Çok ayrıntıya girmemekle birlikte daha önce de bahsettiğim gibi örgütlerin delegelerinin bir telefonla değiştirildiği, bazı sendikaların o dönemde aday olan, şimdiki Menteşe Kent Konseyi üst yönetimine destek vermezse CHP’li işçileri başka sendikalara yönlendirmekle tehdit edildiği bir dönemden geçmiştik.
Yine çok ayrıntıya girmemekle birlikte seçim günü de zaman zaman tarihin, devrimcilerin sırtına yüklediği en büyük kambur haline gelen faşizme karşı birleşik cephe sorumluluğuyla, yerel iktidar partisine gerekse bile muhalefet edemeyeceğini, ilkesel duruş gösteremeyeceğini bildiğim, yine yerel iktidar partisinin boyunduruğunda kurulmuş bir yürütme kuruluna girmek durumunda kaldım. Bugün geldiğimiz noktada Menteşe Kent Konseyi’nin yönetim biçimi geçen yıllardan oldukça farklı durumda. Geçen yıllarda gerçekten bir konsey usulünde, dar olsa da meclis yapısıyla yönetilen kent konseyi, yeni yönetim biçimi olarak Türk tipi başkanlık sistemini benimsemiş durumda. Ayrıntı vermem etik olmaz fakat “ifade özgürlüğünün sınırları” da üst yönetim tarafından belirlenmekte, bir boyunduruk işletilmektedir” dedi.
“Kent konseyi koltukları ve varlık sebepleri, güzel güzel giyinip fotoğraflar çektirmek, birilerini parlatma seviyesine indirgenmiştir”
Özsoy, açıklamasına şöyle devam etti: “Bununla beraber birçok arkadaşımızın gerek eşinin dostunun, kızının oğlunun, gerekse direkt kendisinin Menteşe Belediyesi ile göbekten bağı bulunmaktadır. Mevcut gidişattaki ilkesel sıkıntılara ve bu sıkıntılara karşı birçok kişinin üç maymun pozisyonunda sessizliğine baktığımda bu göbek bağının daha fazla kişiye yayılacağını ve daha da sıkılaşacağını üzülerek öngörüyorum. Menteşe Kent Konseyi üst yönetimi maalesef mevcuttaki derinlemesine göbek bağından dolayı Menteşe Belediyesine karşı küçük bir hatasını bile söyleyemeyen, bu konuda bir açıklama kaleme almaktansa belediyenin sesi olarak, belediye argümanlarıyla, delegesi bulunan örgütlere belediye adına açıklama yapmaya ve yapılan hataları meşrulaştırmaya, normalleştirmeye, görmezden gelmeye çalışan bir yapıdır. Üstelik bu argümanlar ve söylemler önceki belediye yönetimlerinin argümanlarıyla da aynıdır. Bu şartların bütünü ve davranış biçimi, belediyelerin geçen senelerdeki gibi halka ve kente karşı hayati hatalar, yanlışlar yapması ihtimalinde Menteşe Kent Konseyi’nin alacağı konumlanma üzerine ciddi kaygılar uyandırmaktadır. Eğer yapılanlar ve yapılmayanlar gelecekte olacakların habercisiyse kent konseyinden ana görevi olan kent savunmasını bekleyenlerin karşılaşacağı sonucun büyük bir hayal kırıklığı olacağı aşikârdır.
Zaten üst yönetimden de direkt deklare edildiği üzere mevcut yönetim kendisine kent savunması, kenti korumak gibi bir misyon da yüklememektedir. Tam aksi anlatılanlardan benim anladığım, üst yönetimin Menteşe Belediyesi’nin ön bürosu olmaktan öte bir misyonu veya vizyonu da yoktur. Hem Menteşe’de hem de daha geniş baktığımızda birçok ilçede maalesef kent konseyleri CHP içindeki eski ve yeninin, yeni olanlardan da birçok ekibin var olma savaşının muharebe alanları haline gelmiştir. Bu tavrın sonucunda ise yukarıda bahsettiğim gibi pasif, kendi sesi veya duruşu olmayan, kenti savunmak bir yana dursun payandalık misyonu üstlenen ve bunu açıktan söyleyen yapılar haline getirilmiştir. Kent konseyi koltukları ve varlık sebepleri, güzel güzel giyinip fotoğraflar çektirmek, birilerini parlatmak ve siyasi amaçlarına hizmet etmek, bazen de eski yapılara bir nefeslik var olma alanı sağlamak seviyesine indirgenmiştir” ifadelerini kullandı.
“ Artık konseyle herhangi bir ilişiğim yok”
İstifasını kamuoyuna bildiren Özsoy, “ Nihayetinde Menteşe Kent Konseyi’nin en başarılı dönemine başkanlık yapmış olan Dr. Vehip Keskin başta olmak üzere, kamuoyunun geniş bir kesiminden Menteşe Kent Konseyi’ne yapılmakta olan ve basına da yansıyan eleştirilere katıldığımı belirtmek istiyorum. Yukarıda belirttiğim sebeplerle Menteşe Kent Konseyi yürütme kurulu üyeliğimden istifa ettiğimi kamuoyunca bilinmesini isterim. Bu konuda ayrıntılı bir açıklama yapmayı düşünmüyordum fakat yapılan veya yapılamayanlar üzerine farklı alanlardan ismimin kullanıldığını, üst yönetim tarafından benzer düşünce yapısında olduğumuzun vurgulandığını çokça duymaktayım. Kamuoyunca bilinmesini isterim ki Menteşe Kent Konseyi’nin aldığı veya alamadığı hiçbir kararda dahlim yoktur ve artık konseyle herhangi bir ilişiğim de yoktur.”
Özsoy, açıklamasında son olarak şu ifadeleri kullandı: “Üzerinde oturanların oturdukları koltuklardan prestij, siyasi kariyer, iş, proje, var olma alanı gibi beklentilerinin olmadığı, oturdukları koltuklardan güç almadığı, tam tersi kişilerin oturdukları koltuklara güç verdiği kurumlar görmek ve bu anlayışın yaygınlaşması dileğiyle. “