Türkiye Kamu-Sen Muğla İl Temsilcisi Mürsel Özata, 2024 enflasyonunun %44,38 olarak açıklanırken, son 6 ayda memur ve emekli maaşlarının %5,75 eridiğini belirtti. Özata, özellikle temel harcamalardaki yüksek artışlara dikkat çekerek, hükümetin uyguladığı maaş zammının yetersiz olduğunu vurguladı.
Özata, 2024 enflasyonunun %44,38 olarak açıklanırken, son 6 ayda memur ve emekli maaşlarının %5,75 eridiğini belirtti. Özellikle temel harcamalardaki yüksek artışlara dikkat çekerek, hükümetin uyguladığı maaş zammının yetersiz olduğunu vurguladı.
Geçtiğimiz yıl kira, gıda, okul, sağlık, haberleşme ve giyim gibi temel harcama kalemlerinde büyük artışlar olduğunu söyleyen Özata, motorlu taşıtlar vergisi ve emlak vergisinin de enflasyon oranına paralel olarak artırıldığını belirtti. Ancak, kamu çalışanları ve emeklilere yapılan maaş artışlarının yalnızca %11,3 olduğunu ve bu artışın enflasyon karşısında yetersiz kaldığını ifade etti.
“Bu açıkça ben sizi enflasyona ezdireceğim demektir”
Özata, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“ Elma ile armudu toplayıp enflasyon farkı ile cüzi bir artış yapıp bunu da memura emekliye zam diye anlatmaya çalışıyorlar. Milletten hangi oranda alıyorsanız, çalışanınıza, emeklinize de o oranda zam verin. İçinde adalet olmayan maaş sisteminin refah getirmesi mümkün değildir. 2025 yılı için de enflasyonun en düşük %21 tahmin edildiği bizzat Merkez Bankası tarafından açıklandı. Kaldı ki resmi enflasyon hedefinin %17,5 olduğu, yeniden güncelleme oranının %44 olduğu yerde %6+5 zam izaha muhtaçtır. Bu, açıkça maaşlar 6,5 puan daha eriyecek demektir. Bu, açıkça ben sizi enflasyona ezdireceğim demektir.
Cumhurbaşkanımızın memuru ve emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğim sözü yere düşmüştür. Biz ne bu ay verilecek olan enflasyon farkı destekli %11,54 ‘ü ne de 2025 yılının tamamı için öngörülen kümülatif %11,3’ü zam olarak kabul etmiyoruz. Ekonomideki olumsuzlukları memura, emekliye mal ederseniz, toplumu enflasyon canavarına kurban verirsiniz. Bu maaş politikasıyla kamu memur ve emekliye karşı sürekli borçlanmaktadır. “
“Alım gücümüz düştü. Fiyat artışın hızına yetişemiyoruz”
Özata, açıklamasına şöyle devam etti:
“Geçmediğimiz köprü, girmediğimiz tünel, uçmadığımız havalimanı, yatmadığımız hastane için para ödeniyor da memur ve emekliye gelince mi tasarruf? Bütçe açık veriyorsa, bunu memurun, emeklinin rızkından kesip kapatmayın. Zaten alım gücü sürekli düşerken, daha fazla fedakârlık beklemeyin. Memurun, emeklinin gelirinin artmadığı ortamda, bir de ödediği vergi sürekli artıyor. Bu da yaşam maliyetlerinin maaşlardan fazla artması sonucunda katlanamaz neticeler doğuruyor. Memur, emekli, hakkı olmayanı istemiyor. Başkasının kaynağını bize aktarın demiyor. Milli gelire yaptığı katkının, alın terinin, emeğinin hakkını istiyor. Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu. Alırken bol kepçe kullananlar, verirken kaşığı bile çok gördü. Alırken bonkör, verirken cimri oldular. Biz diyoruz ki; nimette külfette adalet olsun. Alım gücümüz düştü. Fiyat artışın hızına yetişemiyoruz. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak yeniden değerleme oranı olan %44 zam verilerek memur ve emekli maaşlarının güncellenmesini, üzerine refah payı eklenerek gerçek anlamda bir zamma kavuşturulmasını talep ediyoruz. Bunun bir defaya mahsus değil ek zam ve refah payının kalıcı bir biçimde düzenlenmesini istiyoruz.”
Özata, “Hepimiz milletimiz ve devletimiz için her türlü fedakârlığı yaparız. Ancak bu fedakârlık adil ve eşit dağıtıldığında anlam kazanır” diyerek, kamu çalışanlarına yapılacak zamların adil bir şekilde dağıtılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, memur emeklilerine verilen seyyanen zam eksikliklerine de dikkat çekerek, bu adaletsizliğin giderilmesini talep etti.
Son olarak, Özata, Türk Yüzyılı’na yaraşır bir kamu yönetimi için 2025 yılında harekete geçilmesi gerektiğini belirtti ve “Gelir kaybının telafi edilmesi amacıyla başta emekliler olmak üzere tüm çalışanlara ek zam verilmesini, refah payı uygulamasının getirilmesini talep ediyoruz” diyerek açıklamasını sonlandırdı.