Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Tuğrul Altınsoy

İSTİFA ETMEK ONURLU BİR DAVRANIŞTIR

İstifa müessesesi onurlu insanlar için bir özür ve doğruya dönüş işlemidir. Herhangi bir yanlışlık karşısında insanların doğruya ulaşma biçimidir. Ama gelgelelim ülkemizde bu işlem çok fazla kullanılmamakta ve insanlarımız yanlışlar karşısında vurdumduymaz bir davranış içindedir. Bugün ülkemizde istifa etmesi gereken o kadar çok kişi ve müessese var ki akıl sır alır gibi değil. İnsanlar bu onurlu davranışı yanlış yaptıklarında kullanmak istemezler. Koltuk hırsı bu kadar mı gözlerini kör etmiştir. Günümüzde yaşanılan gerçeklere bakılacak olursa devletin en üst makamından tutunda en alttaki yerel makamlara kadar yüzlerce istifa etmesi gereken kişiler varken ne yazık ki bir tane istifaya rastlamıyoruz. İnsanlar seçime girmek ve aday olabilmek için istifa etmeleri gerekmese orada bile istifa etmeden seçime girecek kaybederse de aynen vazifesine devam edecek. Gerçi seçim kaybedenler iktidar yanlısıysa daha iyi görevlere hemen atanıyorlar. Seçimlerin yaklaştığı şu günlerde prosedür gereği istifa etmesi gerekenlerin dışında yanlış yapanların yine bu onurlu davranışı kullanmayacaklarını biliyoruz. Günümüzde hataları ispatlanmış ve istifa etmesi gereken binlerce görevli istifaya davet edilmelerine rağmen hiç oralı değildirler. Devlet içerisinde olsun mahkeme dosyaları ile belirlenmiş birçok yolsuzluk dosyaları söz konusu iken bu konularda ne bir istifaya nede bir tedirginliğe rastlamaktayız. Seksen beş milyon vatandaşımıza televizyon ekranlarında bir beyanat verip kısa bir süre sonra aynı konuda kendilerini yalanlayıp ve yeni bir aldatmacayla vatandaşın karşısına çıkan gerek siyasiler gerekse de bürokratlar ne yazık ki yakalanmaları halinde bile işi yüzsüzlüğe vurup onurlu bir davranış içine bulunmamaktadır. Ne diyelim onları Allah ıslah etsin elbet. Bir gün gelip kendilerinden yapmış oldukları yanlış ve hukuksuz davranışlar için hesap soran merciler ve yargı organları olacaktır. Bu arada 1 Şubat 1979 tarihinde kaybettiğimiz araştırmacı yazar usta kalem Abdi İpekçi’yi rahmet ve minnetle anıyor kendisinin aydınlığında bu mücadelenin sonsuza kadar devam edeceğini buradan belirtmek isterim. Bu güçlü kalemi kırdığını zannedenler bilsinler ki bugün daha güçlü ve dimdik ayaktadır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER