Bir dönem televizyonlarda “Dallas” isimli bir dizi vardı, biz o zamanlar yurt dışında olduğumuzdan söz konusu diziyi seyredemedik ancak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerinde yaşayan kim varsa “Dallas aşağıya Dallas yukarıya” diye konuşuyor daha da önemlisi dizi karakterleri mahallelerde yaşayan insanlar ile özdeşleştiriliyordu.
Sonraları sahneye “Yalan rüzgarı” isimli bir dizi konuldu, o günleri hatırlayan okuyucularımız vardır dizinin gösterildiği saatlerde kesilen trafik akışı bir tarafa nerede ise o anlarda nefes almak bile yasaklanır olmuştu.
Özel televizyonların her geçen gün biraz daha fazlalaştığı dönemlerde kanallar izleyiciyi kendilerine bağlamak adına birbiri ardına programlar yapmaya mecbur kaldıkları zamanları biliyoruz.
Birden bire bir özel kanalda “Kurtlar Vadisi “ isimli bir dizi yayınlanmaya başladı, ilk zamanlar pek fazla önemsenmeyen bu dizi yıllar içerisinde izlenme noktasında rekor üzerine rekor kırmaya başlamıştı.
Tabiatta hiçbir şey elbette yerinde durmuyor, Son 3-4 yıla kadar işler normal giderken birden bire hayatımıza “özel platformlar” girmeye başladı.
Bugün iletişim teknolojisinin de olağanüstü ilerleme kaydetmesi ile sosyal ve kültürel hayatımız da bambaşka bir noktaya doğru gitmeye başladı.
Ceplerimizdeki isimleri “Akıllı” olan telefonlar üzerinden artık dünya küçük bir mahalle haline gelmiş durumda, Söz konusu telefonlardaki uygulamalar dolayısı ile artık akşam saatlerinde yayımlanan haber programlarına eski rağbet yok, zira ağzı bir az kelam yapan kim varsa kendi isimlerine açtıkları “YouTube” kanalları ile 7/24 haber ve habere dayalı yorum yapabiliyorlar.
Televizyonlarda yine vatandaşı ekran başında tutan diziler var ancak kabul etmek gerekiyor ki sabah ve öğlen kuşaklarında yer alan ve öznesi tamamen sade vatandaşlar olan programlar artık izlenme rekorları kırıyor.
Belli bir ücret mukabili söz konusu uygulamalar artık hayatımızı nerede ise ele geçirmiş durumdalar, isimleri “Youtuber” olan ve daha çok “genç kuşak” olarak adlandırdığımız insanlar 15 milyon 20 milyon izlenme sayısına erişmiş durumdalar.
Söz konusu uygulamalar üzerinden yiyecek, içecek, gıda, giyim başta olmak üzere ne kadar temel ihtiyaç maddesi varsa artık saatler içerisinde temin edilebiliyor.
Bu durdurulamayan süreç sosyal hayatımız ile birlikte ister istemez ülke siyasetine de çok büyük oranda etki ediyor.
Türkiye dünyada ülke nüfusu en genç ülkelerin başında geliyor, Söz konusu genç nüfusunda yukarıdan aşağıya doğru anlatmaya çalıştığımız kronolojik sıralama dolayısı ile sosyal tercihleri işle birlikte siyasi tercihleri de çok büyük oranda değişime uğruyor.
İletişim teknolojisi bu kadar ileriye gitmemişken Türkiye’de siyaset daha çok ideoloji üzerinden yapılıyordu ancak bu kadar gelişim sonrası ideolojik olarak siyaset yapan kitle 60 yaş ve üzerindeki yaş grubu tarafından yapılmaya başlandı.
Genç jenerasyon artık dünyayı daha iyi okuyor, Öğrenimini genellikle yurt dışında yapan yüzbinlerce mezun genç Türkiye’ye döndüklerinde eğitim gördükleri ülkeler ile bizim ülkemiz arasında kıyaslama yaptıkları da işin doğrusu bizim ülkemizdeki siyasetçilerde de “Şafak atmış” oluyor.
Söz konusu ihtiyaçlara cevap verebilen yada cevap verebileceklerine inanılan liderlere ve o liderlerin başındaki partilere genç jenerasyon anında kredi açmaktan geri durmuyor.
İletişim teknolojisi asla karşı konulamayacak bir şekilde sosyal hayatımız ile siyasi tercihlerimizi de kökünden değiştiriyor bu gidişle de daha fazla değiştirecek gibi.
Artık kuru hamaset devri bitti.
Vatandaşın daha iyi bir hayat sağlamamasına etki edecek siyaset ve siyasetçiler şu sıralarda daha çok öne çıkacak.
Zaten lazım olanda hepimiz için daha iyi bir hayat.
İdeoloji ise zaten esen rüzgar ile başka coğrafyalara doğru çıkıp gitti.
Bize daha iyi bir hayat lazım.
Kör ideoloji ve hamaset değil.
YORUMLAR