Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Yüksel Ercan

Herkesin partisi olsun, kimse partisiz kalmasın

Sabah erken kalkanın parti kurduğu bir süreci yaşıyoruz, 85 milyonluk ülkede bu kadar siyasi partiye ihtiyaç olup olmadığı bir tarafa nerede ise her gün yeni bir siyasi parti kuruluş dilekçesini vermek üzere ilgili bakanlığın yolunu tutuyor.

Birkaç gün önce “Acaba Türkiye’de kaç siyasi parti var.?” sorusuna cevap bulabilmek adına kısa çaplı bir araştırma yaptığımızda aldığımız cevap “Nisan 2024 tarihi itibarı ile Türkiye’de 139 siyasi parti var” oldu.

Biz şu an eylül ayındayız, çok net bir bilgiye sahip değiliz ancak nisan ayından bu zamana kadar geçen yaklaşık 5 aylık süre içerisinde de yeni bir yada birkaç parti kurulduğunu düşünüyoruz.

Peki bu kadar siyasi partiye ihtiyaç varmı?

Bu soruya verilecek cevap “ 2018 yılında hayatımıza giren Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi 139 değil 239 hatta 339 siyasi partiyi bile artık mecbur hale getiriyor” olacaktır.

1950 yılında “merhaba” dediğimiz çok partili parlamenter sistem çok ama çok tartışıldı, yerden yere vuruldu, “Türkiye artık bu parlamenter sistem ile yola devam edemez” denildi, 15 temmuz 2016 yılında girişilen hain darbe girişiminden sonra da MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin önerisi ile Türkiye bir anda Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş yaptı.

Parlamenter sistem de de partiler vardı ancak partiler seçime tek başına girip başarısız olduklarında bir anda tarihin tozlu raflarında yer alıyor var olan yüzde 10’luk oy barajının yarım puan bir puan altında kalan partiler siyasete “Elveda” demek zorunda kalıyorlardı.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bırakın yüzde dokuzluk, sekizlik oy oranı bulunan siyasi partileri etrafında beş bin kişiyi on bin kişiyi toplayabilen bir STK başkanını bile çok ama çok önemli bir hale getiriyordu.

Bu duruma en iyi örnek galiba 14 ve 28 mayıs 2023 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimidir.

O tarihte yapılan seçime Ata ittifakının adayı olarak katılan Sinan Ogan  aldığı yüzde 05.17 oy oranı ile dengeleri sonuna kadar değiştirmiş oldu, Ata ittifakının adayı olarak seçime Zafer Partisi üzerinden katılan Sinan Ogan Millet ittifakını destekleseydi sonuç ne olurdu: sorusunu ise şu sıralar pek fazla bir önemi olmasa gerek.

O tarihte yapılan seçimin sonucunu kendi ölçülerine göre analiz eden ve kendisinde lider özelliği gören siyasetçilerin tamamı yakın çevresinde bulunan arkadaşları ile anında partileşmekten geri durmadılar.

Türkiye’nin ekonomik ve sosyal şartları her geçen gün biraz daha fazla ağırlaşıyor, Çok büyük bir çoğunluk 2028 yılında yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı seçiminin asla o tarihe kalmayacağını ve erken bir seçimin yapılacağına inanıyor.

Böyle bir süreçte dikkat edin var olan 139 siyasi partiye çok daha fazla parti eklenecektir, Cumhurbaşkanlığını kazanmak için lazım olan yüzde 50.1 oy oranına kavuşmanın öyle kolay olmadığı bir sistemde yazımızın başında da belirttiğimiz gibi 10 bin 20 bin kişilik STK’lar bile bir anda “bulunmaz hint kumaşı” haline gelecektir.

Bu durumda da Türkiye’de kişi başına düşen siyasi parti sayısı her geçen gün biraz daha farklılık gösterecektir.

Yeter ki partilerinin kuruluş dilekçelerini Ankara’da ilgili bakanlığa veren kurucular seçmene biraz umut aşılayabilsinler.

Gerisi kolay.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER