Dün gazeteye gelirken yol üstünde bir toptancı ile bir işletme sahibinin, alışveriş sırasında sarfettikleri sözlere şahit oldum.
Konuşmalardan leblebinin bir kilosunun 50 TL civarında olduğunu anlıyorum. Toptancı, leblebi üzerine şu ifadelerde bulunuyor: “ Abi şimdiden al. Leblebinin kilosu 70 TL’ye dayanacak. Bu fiyata bulabilirsen üstelik. “ buraya kadar her ürün ve hizmette olduğu gibi zam furyası içinde. Adeta bu zamları kanıksamış gibiyiz.
Beni asıl korkutan bu cümlenin sonunda toptancının sarfettiği söz: “ Nohut yok. “ İşte sadece bu sözcük bile gıda krizinin ayak sesleri..
Üretim sahalarında gerek siyasilerin gereksi bazı sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının yaptıkları araştırmalar, üretimsizliğin ve dolayısı ile gelecek olan gıda krizinin inanılmaz boyutlarda olduğunu gösteriyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO verilerine göre Nisan ayında yıllık artış yüzde 29,81 oldu. TÜİK’in son açıkladığı enflasyon verilerine göre Türkiye’de Nisan ayında yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 89,10. Böylelikle küresel gıda enflasyonu ile Türkiye gıda enflasyonu arasındaki makas rekor kırdı. Türkiye’de gıda enflasyonu, küresel gıda enflasyonundan Nisan ayında rekor negatif ayrışma yaşadı. FAO verilerine göre küresel gıda fiyatları Nisan ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29,81 artış kaydetti.
Küresel gıda enflasyonu ile Türkiye’de yaşanan gıda enflasyonu karşılaştırıldığında, Türkiye aleyhine makas ne yazık ki rekor seviyeye çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Nisan ayında Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu yüzde 90,8 olarak gerçekleşti. Yani, Türkiye’de gıda enflasyonu küresel gıda enflasyonun 61 puan üzerinde yer aldı.
Yönetici erkin acil önlemler alması lazım. Lazım da bunu yapıyor mu? Hak getire.
Türkiye daha birkaç yıl öncesine kadar kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesi iken şimdi bırakın gıda ürenlerini samanı bile ithal eder hale düştü ya da düşürüldü. Verimli topraklarımız boşaltılıp ekip-biçilimez hale getirilirken Afrika çöllerinde toprak kiralayıp tarım yapma saçmalığına gidildi.
Dünya devletlerinin bir çoğu başta üretici devletler olmak üzeri ayak sesleri gümbür gümber gelen gıda krizine karşı ihracatlarını düşürmeye, kendi insanları için stoklamaya başladılar bile. Ya biz? Üretmiyoruz, üretemiyoruz ki neyin stoğunu yapalım. Türk çiftçisini öldürürsen, topraklarından koparıp (!) üretemez hale gelirsen olacağı bu. El eline bakarsın. Paran olsa bile alamazsın. Ülke olarak kıtlığa hazır olalım bence…
YORUMLAR