Geçen haftaki yazımızda; “Hep üretici dertli hem de tüketici. Kış kendini hafiften yeni göstermeye başladı ama Pazar fiyatları şimdiden el yakmaya başladı. Kış aylarında sanırım daha da yakacak..!”
Yakmaya da başladı. Aylardan bu yana uzmanlar uyarıp durdular; “ Süt ve süt üretecileri üretimlerini devam ettiremedikleri için süt ineklerini bile kesime gönderiyorlar. Bu da önümüzdeki kış süt ve süt ürünlerinin rekor seviyelerde fiyatının artmasına neden olacak dolayısıyla da bu ürünleri vatandaşın ulaşımı daha da zorlaşacak.” Diye.
Gazetemiz Yenigün önceki gün bu konuyu manşetine taşımış, peynirin fiyatinin et fiyatını geçtiğini duyurmuştu. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi.
Tavuk eti ve yumurtada durum hiçte farkli değil. Vatandaş en hızlı ve ucuz bir şekilde ulaştığı protein olan tavuk eti ve yumurtaya da artık ulaşmada zorluk çekiyor.
Gerek çiftçi gerekse büyükbaş hayvan üreticisi ve de gerekse süt ve süt üreticisinin durumu giderek zorlaşıyor. Tarımda ve hayvancılıkta uygulanan yanlış politikalar işi ne yazık ki buralara kadar getirdi.
***
Bütün bu sorunlar sarmalı yetmiyormuş gibi bir başka sorun da ısraf.
Gıdaya ulaşmanın, açlığı yok etmenin oldukça önemli olduğu günümüzde, gıda israfına son vermek gerekiyor. Birleşmiş Miletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre, Dünya’da üretilen gıdanın üçte biri, israf ediliyor veya kayboluyor.
Gıda güvenliğini sağlamada kayıp ve israfın azaltılması da en az verimlilik kadar önemlidir. Büyük emek ve kaynak harcanarak üretilen her ürünün bir gramı dahi ziyan edilmeyecek kadar değerlidir.
Türkiye, Akdeniz çanağında küresel ısınmadan en kötü etkilenen ülkelerin başında geliyor. Önlem alınmazsa Türkiye’nin su kaynakları hızla kuruyacak, gıda güvenliği tehlikeye girecek, insanlarımızın gıdaya ulaşması zorlaşacaktır.
Kuraklık, ülkemizde su kaynaklarının daha önce görülmediği şekilde aşırı kullanılmasına sebep oldu. Sadece son 10 yılda su kullanımı üçte bir oranında arttı. Su yönetimi politikaları hızla hayata geçmeli ve mevcut sistem değiştirilmelidir. Acil olarak açık sistemlerden kapalı sulama sistemlerine geçilmeli, daha az su isteyen kurak bölgelerin ekolojisine uygun ürünlerin yetiştirilmesi teşvik edilmelidir. Yağmur suyunun toplanması ve gri suyun stratejik olarak yeniden kullanılması su tüketimini azaltacaktır.
***
2021/2022 sezonunda ekilmemiş bir karış toprak bırakmamaya, bütün imkânları üretim için seferber etmeye gayret gösteren, üretimden vazgeçme noktasına gelmişken, cesaretlenip, tarlasına dönmeye çalışan çiftçiye destek olunmalıdır. Bunu başaramazsak krizlerin etkisini azaltan bir sektör olarak bilinen gıda sektörü, ülkemizde krizlerin daha da büyümesine neden olacaktır.
Ülkemizin gıda güvencesinin sağlanması, toplumun, gençlerimizin ve çocuklarımızın sağlıklı ve kaliteli beslenmesi, tarımımızın uluslararası alanda rekabet edebilecek doğrultuda sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmesine bağlıdır.
Tarım sektörü olmadan sofralarımızda üç öğün tükettiğimiz gıdayı üretemeyiz. Bu nedenle, ülkeyi yönetenlerin tarım sektörüne daima pozitif ayrımcılıkla bakması ve imkânların bu şartlarda sunulması gerekiyor. Tarım sektörünün sorunları çözülmeli, gerekli yatırımlar yapılmalı ve desteklenmelidir.
YORUMLAR