Değişen sosyal hayat düzeni ve dondurulmuş gıda sanayinin gelişen teknolojisi ile beslenme alışkanlıklarında dondurulmuş gıdaların önemli hale geldiğini kaydeden Arş. Gör. Hatice Çolak, “Dondurulmuş gıdalar; yüksek kalitede sebze, meyve, su ürünleri, et ürünlerinin, seçme, tasnif etme, ayıklama, yıkama, kesme, parçalama, haşlama gibi ön işlemlerden geçirildikten sonra çeşitli yöntemlerle dondurulması, donma halinin korunarak depolanması, taşınması, dağıtımı ve tüketimine kadar geçen aşamalar ile elde edilmektedir. Dondurulmuş gıdanın depolanabilme kolaylığı, kolay işlenebilir olması, mevsimsizliği, pratikliği, besin değerlerinin yerini koruması, tüketime hazır etmedeki kolaylığı ve hızı gibi özellikleri bu ürünlerin tercih edilme nedenini ve önemini artıran özellikler.” dedi.
Dondurulmuş gıdalarda Fast Food ürünlerin önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Çolak, Dondurulmuş Fast Food gıdaların raf ömrünü uzatmak, tat ve dokuyu korumak için çeşitli koruyucu maddeler kullanıldığına dikkati çekti.
“Et ürünlerinde sodyum nitrat ve nitrit; çorbalar, soslar ve işlenmiş et ürünlerinde tat arttırıcı olarak monosodyum glutamat (MSG); soslar, meyve suları ve asitli içeceklerde benzoik asitler; cips, atıştırmalık gibi yağlı yiyeceklerin bayatlamasını önlemek için bütillenmiş hidroksianizol (BHA); dondurulmuş et, peynir ve hamur işlerinde fosfatlar sıklıkla kullanılıyor” diyen Çolak, “Bu koruyucu maddelerin, ürünü bozulmalara karşın korusa da sağlık üzerine olumsuz etkileri bulunmaktadır. Sıklıkla maruz kalınan yüksek düzeydeki sodyum nitrat ve nitrit, hipertansiyonu tetiklediği bildirilmiş ve özellikle mide kanseri ile ilişkilendirilmiştir. MSG’nin kullanımı migren ataklarını artırdığı, baş ağrısı, baş dönmesi gibi semptomlara yol açtığı saptanmıştır. Yüksek fosfat tüketimi ise kemik ve böbrek sağlığını olumsuz etkileyebilir.” diye konuştu.
Dondurma işlemi sırasında taze besinlere kıyasla, bazı besinlerin değerlerinde azalmanın meydana geldiğini de anlatan Arş. Gör. Hatice Çolak, “Besin içeriğinde yer alan kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller daha sabit kalırken vitamin içeriğinde önemli kayıplar olmaktadır. Özellikle suda çözünebilen C vitamini ve B vitaminleri seviyelerinde azalma görülmektedir. Dondurma işlemi, karbonhidrat, protein, yağ ve posa içeriğinde çok fark oluşturmamaktadır. Buna karşın, dondurulmuş gıdaların besin değerlerinin korunması, kaliteli ve hızlı bir dondurma süreci ile sağlanabilir.” diye konuştu.
Dondurulmuş Fast Food ürünlerinin, ultra işlenmiş besin olduğundan, basit karbonhidrat, doymuş yağ ve sodyum içeriği yüksekken, posa içeriğinin oldukça düşük olduğunu da ifade eden Arş. Gör. Hatice Çolak, “Bu nedenle taze besin yerine bu tür gıdaların düzenli ve sık tüketimi, sağlık açısından risk faktörü oluşturmaktadır. Avustralya’da yapılan bir çalışmada dondurulmuş Fast Food gibi ultra işlenmiş gıda tüketiminin obeziteyi artıran önemli bir gösterge olduğu bildirilmiştir. Başka bir çalışmada da gebelik öncesinde hem de gebelik sırasında aşırı ultra işlenmiş gıda tüketiminin gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti) ve preeklemsi (gebelik zehirlenmesi) riskinin artmasıyla ilişkili bulunmuştur.” şeklinde konuştu.
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN TAZE VE İŞLENMEMİŞ YİYECEKLER TÜKETİLMELİ
Sağlıklı bir yaşam için taze, işlenmemiş yiyeceklere öncelik verilmesi ve dondurulmuş Fast Food ürünlerinin tüketiminin sınırlandırılmasının önerildiğini kaydeden Arş. Gör. Hatice Çolak, “Dondurulmuş gıda tercihinde ise koruyucu katkı maddelerinin kullanılmadığı, hızlı ve uygun dondurma teknikleri ile hazırlanmış dondurulmuş meyve, sebze ve et-tavuk-balık ürünlerinin önceliklendirilmesi gerekir.” şeklinde sözlerine son verdi