Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Hakan Canel

Deprem tarım alanlarının önemini ortaya koydu

6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen büyük deprem getirdiği acılar ve trajedilerin yanında tarım alanlarının önemini de bir kez daha ortaya koydu.

Daha geçtiğimiz yıla kadar salgın deneniyle evlerinden çıkamayan insanlarımız bu kez deprem nedeniyle ayakta kalan evlerine giremiz oldu.Yıkılan evler binlerce kişiye mezar oldu. Depremler ne ilktir ne de son olacaktır. Bu büyük felakette yapıların sadece güvensiz olması değil, tarım alanlarının yumuşak zemini üzerine yapılması da etkili olmuştur.

Deprem bölgesinde tarım alanlarının imara açılması sorunu vardır. Tarımsal üretim için bulunmaz değerde olan bu toprakların inşaata açılması ve bu yolla yok edilmesi, ülkenin gıda güvenliğini tehlikeye atarken bu topraklar üzerindeki güvensiz yapılaşma, insanlarımızı evsiz barksız bırakmış, binlerce insanımızın canına mal olmuştur. Çürük binalar ve tarım alanlarının yumuşak zemini, felaketin boyutunu artırmıştır.

İllerdeki Toprak Kurulları verimli arazilerin imara açılması konusunda daha dikkatli olmalı, kamu yararı maddesi suistimal edilmemelidir. Birçok ilde Toprak Kurullarına çiftçi temsilcisinin çağrılmaması imara açılmayı kolaylaştırıyor. Toprağın sahibi çiftçi temsilcilerinin Toprak Kurullarında bulunması zorunlu olmalıdır.

Ülkemizde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 9,1’i, tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın ise yüzde 15,1’i afet bölgesinden karşılanıyor.

TÜİK verilerine göre 2022 yılında 23,8 milyon hektar tarım alanının 3,8 milyon hektarı 11 ilimizde bulunuyor ve bu toplam tarım alanlarımızın yüzde 16,1’ine tekabül ediyor.

TÜİK verilerine göre 2021 yılında ülkemizin bitkisel üretim değeri 306,3 milyar iken bölgenin bu değere katkısı 64,1 milyar lira ile yüzde 20,9 gibi bir oranla toplam bitkisel üretim değerinin beşte birinden fazlasına karşılık geliyor.

Bu rakamlar ülke ekonimisi ve gıdaya ulaşım için çok önemli rakamlar. Bölgenin hayvancılık potansiyelini yazmıyorum bile.

Ayrıca depremden etkilenen 11 ilimiz tarım istihdamında da önemli bir yere sahiptir.

Zaten uzun yıllardan bu yana sorunlar sarmalı içinde kıvranan çiftiyi önce pandemi arkasından da deprem vurdu. Bir de kapıda bekleyen devasa bir sorun var, KURAKLIK. Eğer Mart, Nisan, Mayıs aylarında yağmur yağmazsa bırakın tarımsal sulama ve ürün yetiştirmeyi yazın içecek su bulmakta bile zorlanabiliriz

Yönetici erki olası kriz ve sorunlar için önlemleri alıyor mu? Hiç sanmıyorum. Buna pandemi de de gördük, her depremde de büyük acılar çekerek görüyoruz.

Ülke tarımında önemli bir payı olan deprem bölgesindeki bir çok ilde çiftçiler şimdi çok çok daha zorluklar içinde. İnşallah gereken destekler sağlanır ve tekrar topraklarını ekip biçebilir hale gelir. 

Öte yandan; şehirdeki depremzedelerin bir kısmının köylerindeki evlerine sığınması kırsalın ve köylerin önemini bir kez daha ortaya koydu. Kırsala yapılan altyapı ve diğer ekonomik yatırımlar özellikle deprem kuşağında önceliği olan yatırımlar haline gelmelidir.

Her zaman dediğim gibi Türkiye’nin derhal sürdürülebilir, olası krizlere hazırlıklı milli bir tarım politikası oluşuturp hayata geçirmesi yaşamsal bir zorunluluk haline gelmiştir.

Allah’tan bize bir daha böyle afetler yaşatmamasını diliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER