İçinde bulunduğumuz turizm sezonunda gözlenen bir durum var ki, sevinmekle birlikte daha bir tedbirli ve dikkatli olunması gerektiğinin göstergesidir.
Değil mi ki yıllara varan süreçte bir beklenti içerisinde olduk.
Özellikle, turizminin daha bir önem kazandığı sürçte…
Hal böyle olunca dendi ki;
“Bu durumu değerlendirmeliyiz.
Turizmin, ülkeler bazında önemli gelir kaynaklarından olduğu bizatihi gözlendiğine göre, ne yapıp edip gereği yapılmalı.
Ön görülen kriterler eksiksiz yerine getirilmelidir.”
O takdirde bakıp görülür ki, beklentiler karşılık bulmuş.
Özel sektörle birlikte bizatihi devletimiz önemli ölçüde gelirin sahibi olmuştur.
***
Şimdi…
Belirttiğim gibi turizm, her alanda önemli gelir kaynağı oluşturan bir sektör olduğuna göre, izlenmesi gereken yol öncelik alır.
Hal böyle olunca, koşullar ne olursa olsun turizmin reel değerler içermesi adına mutlak surette gereği yerine getirilmelidir.
Buna karşın farklı yaklaşımlar içerisinde olunursa…
Nasıl olsa turistler geliyor! diyerek, hiçte tasvip edilmeyen davranışlar sergilenirse!
Hiç kuşku yok, yadsımanın mümkün olmadığı bir durumla karşılaşılır.
Kısa bir süre öncesinde ülkemizi tercih edin değişik milletlere mensup turistler, elini ayağını çekmiştir.
Ne yazık ki bu yaklaşımda abartı yoktu.
Üstelik, turizmin önemli noktalarından olan konuşlandığımız kent Muğla genelinde de durum farklı olmamıştır.
Bu noktada ön plana çıkan birçok sayfiye merkezleri, aynı olumsuz yaklaşımın etkisinde kalmışlar.
Epeyce süre, yabancı menşeli turistlerin gelmesini beklemişlerdir.
***
Buna karşın beklentiler belirli bir yıla kadar karşılık bulmadı.
Ne zaman, devlet ve özel sektörün ülkemize yönelik propaganda çalışmaları, yavaş yavaş etkisini göstermeye başladı.
Ondan sonra yıllar içerisinde bir şekilde karşılık buldu.
Buldu ama, belirttiğim gibi kolay olmadı.
Turizmin önceki yıllarda gözlenen bir konuma sahip olabilmesi için “dokuz dereden su getirdik” dense yeridir.
İlişkin olarak çok yönlü propaganda çalışmaları ne zaman sonra karşılık bulmayla başladı.
Turizmin istenen düzeyde gelişme göstermesi noktasında bir sorun yok dense, yeridir.
***
Her şeye karşın, beklentilerin karşılık bulması adına dikkat edilmesi ve de mutlak surette uyulması gereken bir takım kriterler vardı.
Dolayısıyla bunlar ne denli yerine getirilir.
Beklentiler bir şekilde karşılık bulurdu.
Değilse, tabir yerindeyse boşa kürek çekildiğinin resmidir.
Bu tür olumsuz yaklaşımlar sergilemek, her ne şekilde olursa olsun tasvip edilemeyeceğine göre, yadsımanın mümkün olmadığı tek bir nokta vardır.
İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ SÜREÇTE TURİZM ADINA GÖZLENEN RAKAMLAR İYİMSER OLMAYI ÖNGÖRDÜĞÜNE GÖRE, ÖN PLANA ÇIKAN AVANTAJLARI MUTLAK SURETTE DEĞERLENDİRMELİYİZ.
***
Kabul edelim ki bu yaklaşım, basitçe geçiştirilecek türden değildi.
Özellikle ülkemizin konumu yanında, ekonomik göstergeler açısından, olmazsa olmaz bir durumdu.
Sonra, önemli bir durum daha vardı.
Şu sıra, Avrupa Kıtasında konuşlanan ülkeler ağırlıklı olmak üzere gözler Türkiye üzerine çevrildiğine göre, mutlak surette gereği yerine getirilmelidir.
Hal böyle iken hiç kimse, bana ne! gibi asla tasvip edilmeyen yaklaşım içerisinde bulunamaz.
Yıllarca ülkemizi değişik gözle bakan, yeri geldiğinde karşımızda olan nice ülkeler şu sıra iyimser bir tavır sergilediklerine göre bize düşen görev, olumlu ve tutarlı bir politika doğrultusunda yaklaşım sergilemektir.
Nasılsa turizmin öncelik aldığı bir süreç söz konusu olduğuna göre, bize yakışan tavırlar sergilemek durumundayız.
***
İlişkin olarak biz, her şeye karşın tasvip edilen davranışlar içerisinde olalım,
Ülkemize gelen turistler olmak üzere iyi niyetli yaklaşım gösterenlere karşı örnek davranışlar sergileyelim.
Bir şekilde gözlenen gelişmeler bağlamında DURUM DEĞERLENDİRMESİNDE BULUNALIM.
Sonrasında bekleyip göreceğiz demektir.
Sonuçta beklenen odur ki, her şeye karşın gözlenen yaklaşımlarda riyakârlık değil, samimiyet söz konusu olsun.
YORUMLAR