Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

BAŞKAN GÜRÜN: “KÖY ENSTİTÜLERİNİ KAPATANLARIN GÖZÜ KÖR OLSUN”

Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından,

Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından, Köy Enstitüleri’nin 82. kuruluş yıl dönümü anısına Yerel Tohum Merkezi’nde etkinlik düzenlendi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, “Köy Enstitüleri keşke kapanmasaydı, kapatanların gözü kör olsun diyoruz. Bir tohum yeşerdiğinde bütün Türkiye yeşerecek, tekrar kuruluş ayarlarına gelecek ve Mustafa Kemal Atatürk de yattığı yerde daha huzurlu olacak” dedi.

17 Nisan 1940 yılında okullara öğretmen yetiştirilmesi amacıyla kurulan ve 1954 yılında kapatılan Köy Enstitülerinin, 82. Kuruluş yıldönümü anısına Menteşe Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Yerel Tohum Merkezi’nde etkinlik düzenlendi.
Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen etkinliğe; Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, CHP Muğla İl Başkanı Adem Zeybekoğlu, Parti Meclis üyesi Gizem Sayar Özcan, 22. Dönem CHP Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, CHP Menteşe İlçe Başkanı Mustafa Aytaç Kavak, Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Muğla Şube Başkanı Cahit Yaka, Muğla Sanatseverler Derneği (MUSANDER) Başkanı Sadettin Özbek, Köy Enstitüleri’nden mezun olan Emekli Öğretmen Zeliha Korkmaz, ve vatandaşlar katıldı.
Köy enstitülerinin sadece 14 yıl açık kaldığını, 1954 yılında kapatıldığını ifade eden Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, köy enstitülerinin köylünün üretmesi için çok önemli bir misyon üstlendiğini söyledi. Köy enstitülerinin eğitim sistemi ile Dünyada direk olarak eşleşen başka bir eğitim sistemi olmadığını ifade eden Başkan Gürün, şöyle konuştu:
“Köy enstitülerinin 82. kuruluş yıl dönümünde hala onu büyük bir özlemle anıyoruz. Çok büyük ve etkin bir sistem. Bizler, köy enstitüleri neden 14 yıl açık kalmış, niye ortadan kaldırılmış gibi konuları tartışmak yerine, köy enstitülerinden çıktı olarak nasıl bir sitemi kurmamız gerektiğini düşünmeliyiz. O yokluk içerisinde bunu düşünen ve köy enstitüleri ile ülkeye çok değerli yazarlar, çizerler ve politikacılar yetiştiren bu sistemi nasıl çağdaş bir şekilde revize edebileceği ile ilgili fikir üretmemiz gerekiyor ve hayata geçirmemiz gerekiyor.
“KEŞKE KAPANMASAYDI”
Köy Enstitüleri, keşke kapanmasaydı, Kapatanların gözü kör olsun diyoruz. Yine, yeniden ve yeni bir Türkiye yaratmak için eğitimi tekrar esas vizyonumuz bu olmak şartıyla ihya edebiliriz, umarım öyle olur. Bugün de biz katılan tüm arkadaşlarımızla beraber bir tohum dikeceğiz. Umarım bir tohum yeşerdiğinde bütün Türkiye yeşerecek ve yeni bir üretimle Türkiye, tekrar kuruluş ayarlarına gelecek ve Mustafa Kemal Atatürk’te yattığı yerde daha huzurlu olacaktır diye düşünüyorum.”


BAŞKAN GÜMÜŞ: “KÖY ENSTİTÜLERİNİN ÖMRÜ KISA OLDU”
Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş ise şunları söyledi:
“Köy Enstitülerinin, Cumhuriyetin aydınlanmasında, büyümesinde çok büyük emekleri vardı. Ama ne yazık ki ömrü kısa oldu. Belki devam etseydi bugün ülkemiz hangi noktalarda olurdu, ne kadar büyük bir ülke olurdu. Artık günümüzde köylerde herhangi bir fakir çocuğun, çok zeki bir çocuğun eskiden olduğu gibi artık okuyarak, meslek sahibi olarak ülkesine hizmet etmesi çok kolay değil. Artık her şey maddiyata döndü. Eğitim artık devletin elinden özel sektöre kalmış durumda. Ama biz Muğla’da Büyükşehir Belediyesi, Menteşe Belediyesi olarak sayıları çok azalan sizlere değer veriyoruz ve sizlerle birlikteyiz. Bunun bir örneği de tohum merkezi. Artık üretiminde tarımında ne kadar önemli olduğu günümüzde ortaya çıktı. Bu tohum merkezinden Türkiye’nin 81 iline tohum gitti. Ata tohumlarımıza, gelecek kuşaklarımıza sahip çıkıyoruz.”


“EĞİTİM-SEN OLARAK LAİK EĞİTİM İÇİN MÜCADELEYİ HER KOŞULDA SÜRDÜRECEĞİZ”
Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran da Köy Enstitülerinin kapatılmasının Türkiye’nin çağdaş, laik ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin ciddi anlamda kesintiye uğramasına neden olduğunu söyledi. Savran, “Köy Enstitüleri, sorgulayan, üreten, yaratan, düşünen, aklı ve bilimi kullanan çağdaş bireyler yetiştirerek Anadolu aydınlanmasını günümüze taşımış, ömrü ne yazık ki kısa olmasına rağmen bilim ve kültür dünyamıza katkı sağlayan aydınlar yetiştirmeyi başarmıştır. Köy Enstitüleri, öğrenci ve öğretmenin kimi zaman birlikte harç kardığı, birlikte ağaç diktiği, kısacası yaşamı umutla ürettiği, hayatın içinde eşitlik bir eğitim deneyimi olarak ufkumuzu aydınlatmıştır. Köy Enstitüleri’nin kapatılması, Türkiye’nin çağdaş, laik ve bilimsel değerlerle buluşması ve aydınlanma sürecinin ciddi anlamda kesintiye uğramasına neden olmuştur. Geçmişte Köy Enstitüleri’ni kapatan ve yarattığı tüm olumlu izleri silmeye çalışanlar, bugün laik, bilimsel eğitime savaş açarak karma eğitim uygulamalarını kaldırmak isteyerek, Eğitim sistemini dinselleştirmeyi ve ticarileştirmeyi hedeflemekte, eğitim sistemini iktidarın ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirmek istemektedir. Eğitim-Sen ve Eğitim-Sen üyesi eğitim emekçileri laik bir eğitim için mücadeleyi her koşulda sürdürdüler ve sürdürmeye devam edecekler. Laik eğitim mücadelesi, öğrencilerin inançlarından dolayı ayrımcılığa uğratılmaması mücadelesidir. Laik eğitim mücadelesi, bilimin, sanatın ve birlikte kardeşçe yaşamın deneyimlendiği alanlar olması mücadelesidir. Laik eğitim mücadelesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması mücadelesidir. Laik eğitim mücadelesi, yoksul aile çocuklarının geleceksizleştirilmesine karşı çıkma, onları tarikatların pençesinden kurtarma mücadelesidir” dedi.


“YENİDEN DOĞSAM YİNE KÖY ENSTİTÜLERİNDE OKUMAYI İSTERİM”
Köy Enstitülerinden mezun olan 93 yaşındaki Emekli Öğretmen Zeliha Korkmaz, “Ben yeniden doğsam yine Köy Enstitüleri adlı okulda okumayı, öğrenmeyi isterim. Köy Enstitüsü’nden aldığım duygularla yaşıyorum” diye konuştu.
Korkmaz şu ifadeleri kullandı:”
“1982 yılında emekli oldum, 5 yıl daha çalışmak isterdim ama olmadı. Çünkü içimdeki o Köy Enstitüsü’nden aldığım eğitim ateşi sönmedi, hız dinmedi. Köy Enstitüleri anlatılamaz. Yaşamak lazım. Şimdi çok gerilerde kaldı. Köy Enstitüleri, insan yetiştiren bir ışık kaynağı, bilgi, beceri yuvası, sanki bir ana kucağı gibi. Annenin çocuğuna verebileceği her bilgiyi veren, aile bilgisinden, tarımdan, sanattan tutunda eğitimden bir ömür yararlanacağı bilgileri, sevgiyi, saygıyı veren büyük bilim yuvasıydı. Tüm köylü çocuklarının okuyup öğreneceği, temiz eğitim yuvasıydı. Fakat ömrü yetmedi. Ben yeniden doğsam yine Köy Enstitüleri adlı okulda okumayı, öğrenmeyi isterim.
“BİR YILDIZ KAYDI, GİTTİ”
Köy Enstitüsü’nden aldığım duygularla yaşıyorum. Öğrendiğim sanatını yapıyorum. Bir elimde iğne, öbür elimde makas, ayaklarım dikiş makinesinde. Onlarla oyalanırken her şeyi unuturum. Sanki gün bana yetmiyor. Uykumda yarın ne yapacaktım diye hayaller kuruyorum. Hep hu yaşamın temelinde Köy Enstitüsü’nden aldığım eğitim ve beceriler var. Bunları Köy Enstitüleri anlatmakla bitmez. Şahsıma ait benim yaşamında hep Köy Enstitüleri var. Bugün ki yaşantımı ona borçluyum, fakat bir yıldız kaydı, gitti.”
Muğla Sanatseverler Derneği (MUSANDER) Başkanı Sadettin Özbek de Özbek İncebayraktar’a ait Köy Enstitüleri Şiiri’ni okudu.
Etkinlikte, Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Yerel Tohum Merkezi’nde bulunan 2 deneme bahçesine Türkiye genelinde bulunan 21 Köy Enstitüsünün isimleri verildi.
Köy enstitüleri, Demokrat Parti döneminde 27 Ocak 1954’te kapatılmıştı.

Haber :Esma Turan