Günümüz koşullarında bir realite var ki soyutlanmak, yanı sıra etkilenmemek mümkün değildi.
Nasıl etkilenilmezdi!
Neresinden bakılsa, 2 seneyi geçen sürede insanlığın başına musallat olmuştu. Üstelik Covid-19 olarak nitelendirilen CORONAVİRÜS, ne yapılsa ne edilse de bir şekilde etkisini sürdürüyordu.
Sonra sadece belirli bir kesimi değil.
Bir şekilde herkesi etkisi altına almıştı.
Hem de aradan geçen bunca süreye karşın.
Hal böyle olunca vurguladığım gibi kayıtsız kalınamadığı için bir şekilde etkisi altına almıştı.
***
Sonra nasıl kayıtsız kalınırdı!
Çoğu kez vurgulandığı gibi işin şakası yoktu.
Özellikle daha bir etkilediği gözlenen ülkelerden ABD ve Rusya olmak üzere birçok ülkede, küçümsenmeyecek sayıda hayatını kaybedenler vardı.
Kaldı ki etkilenen sadece bu ülkeler değildi.
Dünyada yer alan her ülkede Covid-19’un etkisi, bir şekilde görülüyordu.
Ve de kendi ülkemiz.
Gözlendiği üzere, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı az değildi.
***
Aradan geçen bunca sürede ekranlara yansıtıldığı şekliyle, önemli bir nokta vardı.
“Vaka sayılarına bağlı ölüm oranlarında, dünya genelinde olduğu gibi kendi ülkemizde de belirgin bir eksilme görülmüyordu.
Özellikle bir günde hayatını kaybedenler sayısı, 200 ila 300 arasında rakamlar içeriyordu.”
Buna karşın son zamanlarda, ölüm oranlarında düşmeler olsa da istediğimiz hiçbir vatandaşımızın hayatını kaybetmemesiydi.
Ancak böyle durumda daha bir teskin olurduk.
Değilse tedirginlik devam edip giderdi.
Bu nedenle istenen, söz konusu virüsün tez elden etkisini kaybetmesi…
Hem de bir daha görünmemek üzere.
***
Kabul etmek gerekir ki, bu tür beklenti, tartışma götürmeyecek derecede elzemdi.
Sonra nasıl olmasın!
Henüz CORONAVİRÜS’ün etkisini tamamen giderecek, dolayısıyla ümitli olmamızı öngören bir gelişme gözlenmiyordu.
Özellikle ilgili ve yetkililer de somut açıklamalar yapamayınca, bir tedirginlik vardı.
Ne zaman uzmanlar tarafından söz konusu virüsün etkisini kaybetmeye başladığı yönünde açıklamalar yapılır.
Bir şekilde rahat olunurdu.
Aksi halde, aradan geçen bunca sürede altı çizildiği gibi tedirginlik ve de endişeler sürüp giderdi.
O nedenle tek beklenti, insanlığı önemli derecede etkileyen salgının biran önce etkisini kaybetmesi.
Ancak o takdirde rahat bir nefes alınırdı.
Değilse, her vesileyle vurgulandığı gibi endişe ve korkular sürüp gideceğinde kuşku olmazdı.
***
Bu arada, gözlenen gelişmeler üzerine dense ki, insanımızın yaklaşımları nasıldı?
Özellikle uzamların tavsiyeleri yerine getiriliyorlar mı?
Yoksa, “bana bir şey olmaz” gibi sığ bir yaklaşım mı sergileniyor?
İlişkin olarak yaşadığımız kent Muğla’da halkın yaklaşımları nasıldı?
Genel anlamda söz konusu tavsiyelerin yerinme getirilmediği söylenemez.
İstisna teşkil eden davranış sergileyenler olsa da kıymeti harbisi yoktu.
Dolayısıyla vatandaşlarımız bir şekilde öngörülen hususları yerine getirmeye çalışıyordu.
Yaşadığımız kent Muğla için de durum farklı değildi.
Her kim olursa olsun, sağlık personellerinin tavsiyelerini yerine getiriyordu.
MUĞLA BU BAĞLAMDA BAŞARILI BİR SINAV VERMİŞTİ.
Vatandaşımız biliyordu ki, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19’dan etkilenmemek için özellikle Aşı olmak üzere öngörülen hususlar, eksiksiz yerine getirilmelidir.
O takdirde, hem kendimiz hem de çevremiz için gereğini yerine getirmiş olunurdu.