Asgari ücret tespit komisyonunun ilk toplantısı sona erdi.
Toplantı sonrası konuşan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, ilk toplantıda herhangi bir rakamın konuşulmadığını söyledi. Ağar, “Asgari ücretin kırmızı çizgisi olmaz. Rakam söylediğimiz zaman geri adım olmaz. Rakam söylemek bizim elimizi zayıflatır. Enflasyonun yükselmesine asgari ücretli sebep değil. Asgari ücretle çalışan işçiler maaşlarını aldıklarında ellerinde para kalıyor mu? 15 gün içinde iç piyasayı döndürüyorlar. Hiçbir zaman işçiye veya memura ücret ödemeyle enflasyon yükselmez. Bizim temennimiz oy birliğiyle asgari ücret belirlensin” dedi.
Bakan Işıkhan’ın açıklamaları:
İşçi, işveren ve kamu temsilcilerinden oluşan komisyon olarak asgari ücreti belirlemek üzere bugün itibarıyla çalışmalarımızı başlatıyoruz. Çalışmalarımızı yürütecek üyelere şimdiden teşekkür ediyorum.
İşçi ve işveren temsilcileri ile belirlenen asgari ücret, çalışanlara ödenebilecek minimum ücreti ifade ediyor. 3 taraflı diyalogla hareket ediyoruz. Enflasyon oranı, vatandaşlarımızın satın almak gücü, işgücü piyasaların ihtiyaçları, ekonomik büyüme gibi koşulları analiz ederek hem işçi hem de işveren taraflarının memnuniyetlerini gözeten adil bir asgari ücret belirlenmesini ümit ediyoruz. Hükümetimiz çalışanlarımızın refahını sürekli artırmak için çok önemli adımlar atmıştır. Asgari ücret artışları vatandaşlarımızın satın alma gücünü artırarak büyüyen ekonomimizin meyvelerini daha adil paylaşmamıza vesile olmuştur.
Alın teri ve sermayeyi bir araya getirmek aynı zamanda toplumsal dayanışma ve refahı da beraberinde getirecektir. Geleneksel anlayışta işçinin alın teri ile sermayenin mücadele ve çatışma içinde olduğu varsayılır. Ancak bu varsayım kadim medeniyetimizin emeğe bakışını yansıtmaktan uzaktır. Bizler alın teri ile sermayeyi karşı karşıya getiren çatışmacı anlayışı reddediyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyon aynı zamanda sosyal adaletin, dayanışmanın güçlü bir şekilde ortaya konduğu bir idealdir. Bizler de bu vizyonda salt ekonomik büyümeyi hedefleyen kuru stratejilerle değil; emeği, alın terini ortaya koyan bir anlayışla devam ediyoruz.
İnsan, her türlü yapının öznesi ve temelidir. İşletmelerin de temelinde insan vardır. İnsana, yani çalışana yatırım yaptığımız takdirde geleceği inşa edebiliriz. Bu süreç sadece işletmeleri değil, aynı zamanda ekonomimizi, devletimizi de güçlendirecek bir etki yaratır. Bir işletme güçlü bir çalışan grubu ile büyür. Bir devlet vatandaşının emeğine saygı duyduğu zaman güçlenir. Piyasanın toplumdan bağımsız bir yapıya dönüşmesi en büyük yanılgılardandır. Bizler çalışanları sadece üretim sürecinin bir parçası olarak görmüyoruz. Bu sürecin bir sahibi, öznesi olarak görüyoruz. Her vatandaşımızın emeği önemlidir. Çalışanların emeğine saygı göstermenin ön şartı adil çalışmanın ve adil ücret politikasının geliştirilmesine bağlıdır. Bir çalışan ortaya koyduğu çaba ölçüsünde karşılık almalıdır. Adil ücret ile çalışanların motivasyonu artarken verimlilik ve üretkenlik sayesinde işletme, sektör ve ülkemizin kazancı artar.