Kısa bir süre öncesinde gerçekleştirilen oluşum için tek bir şey söylenebilir.
“Ülkemizin 11 ilini etkisi altına alan ve sonucunda önemli kayıplara neden olan yüzyılın depremi adına bir yaklaşım sergilendiği ki, takdire şayan olduğuna kuşku yok.”
Kaldı ki olamaz da…
Özellikle kimin adına ve ne için gündeme getirildiği düşünüldüğünde.
Bu nedenle, önemli TV program yapımcıları arasında yer alan Acun Ilıcalı’nın ekrana yansıttığı programının ölçüsü yoktur.
Bu düpedüz, aynı depremden etkilenen vatandaşlarımız ve kentler adına sergilenen olağanüstü insani yaklaşımdı.
Bir başka yaklaşımla, izah etmenin çok da mümkün olmadığı mağduriyetin bir nebze olsun giderilmesiydi.
Kısaca, istisna teşkil eden bir duyarlılıktır dense, kesinlikle abartı olmazdı.
Kısaca bu yaklaşım, ülkemizin en önemli program yapımcıları arasında yer alan Ilıcalı’nın, takdire şayan bir duyarlılığıdır.
***
Bir kez daha belirtmek gerekirse, ne yapmıştı Acun Ilıcalı?
Ne tür bir yaklaşım sergilemişti ki, memnun olmanın ötesinde takdir etmeyen hiç kimse yoktu.
Gözlendiği ve anlaşıldığı kadarıyla, bu yaklaşımda tek amaç vardı.
“Tüm zorlukların üstesinden gelmek”
Değil mi ki ülkemizin çok önemli bir kesimi depreme maruz kalmıştı.
Tahminlerin üzerinde can kayıpları yanında, çok sayıda evler insanımızın başlarına yıkılmıştı.
Üstelik Kış Mevsimi olduğu için hava koşulları zorluklar içeriyordu.
Hal böyle iken özellikle çocuklar, aşırı soğuklar bir yana barınma sorunuyla yüz yüze gelindiği ortamda, nasıl hayata tutunabilirlerdi?
Kısaca, böylesine şartların elvermediği koşullarda ne yapılabilirdi?
Kaldı ki elverişsiz koşullar bunlarla sınırlı değildi.
Daha nice zaruri ihtiyaçların giderilmesi gerekirdi.
Kısaca, söz konusu 11 ilimizi etkisi altına alan deprem felaketi öyle yaralar açmıştı ki; üstesinden gelerek hayatın normal bir akışta devam etmesi, kolay olmayacaktı.
***
Buna karşın devletimiz, ilk andan itibaren depremin etkisi altına aldığı illere anında ulaşmıştı.
Bilhassa yaraların sarılması adına ne gerekiyorsa yerine getirilmeye çalışılmış,
Hiçbir vatandaşımızın daha da mağdur olmaması için tüm imkanlar seferber edilmişti.
Hala da devam edilmektedir.
Ne büyük onurdur ki, her dem tasada ve kıvançta bir ve beraber olmayı kendine şiar edinen vatandaşlarımız, üzerine düşen görevi yerine getirmekte tereddüt etmemiş,
Aradan geçen bir aylık süreye karşın, aynı insanı yaklaşımlarını sürdürmektedir.
***
Ülkemizin birçok bölgesinde yer alan ana arteller üzerinde sayısız yardım malzemeleriyle yüklü büyük tonajlı vasıtalar seyrüsefer haline iseler…
Ki gözlendiği üzere aynen öyle…
Bizim insanımız, kardeşleri zorda iken elsiz ayaksız yardım etmek için yollara düşerler.
Üstelik hiç tereddüt etmeden…
***
Başlangıçta ACUN ILICALI’NIN DUYARLILIĞI derken, belirtmek istediğim nokta başkası değildi.
Peki, ne yapmıştı duayen gazeteci ve TV program yapımcısı?
Nasıl bir yaklaşım sergilemişti de haklı olarak tüm halkımızın sevgi ve saygısını kazanmıştı?
Bir başka yazımda kaleme alacağım.
YORUMLAR