TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığı Bütçe görüşmeleri üzerine söz alan Uzun, Son 29 Günde Bakan Tunç’un; Bartın-Ulus, Devrek, Kilimli, Amasra, Bartın Merkez, Kepez İlçe Kongresi’ne, Eskişehir İl Başkanlığı Ziyaretine, Tepebaşı İlçe Başkanlığı Ziyaretine ve İlçe Teşkilat Buluşmasına katıldığını belirterek:“Ülkede adalet varmışçasına, yargıda ve bakanlığınız görev alanına giren tüm sorunlar çözülmüşçesine, işi gücü bırakıp kongre kongre geziyor oradan bize laf yetiştiriyorsunuz. Bulunduğunuz makamı yıpratıyor, adalet arayanların yargıya olan güvenini sarsıyorsunuz.” Dedi.
“Yargıda adaletsizlik varsa düzeltilecek hiçbir şey kalmaz.”
Konuşmasına yargıdaki adaletsizlik vurgusu ile devam eden Uzun: “Sayın bakan, ülkemizde eğitimden-sağlığa, ulaşımdan ekonomiye neredeyse tüm alanlarda işler yıllardır iyiye gitmiyor. Bunun temelinde yatan en önemli olgu ise adaletsizlik.
Vergideki adaletsizlik, düzeltilir!
Ekonomideki adaletsizlik, düzeltilir!
Eğitimdeki adaletsizlik, düzeltilir!
Ama yargıda adaletsizlik varsa sayın bakan, düzelecek ve düzeltilecek hiçbir şey kalmaz.
Uluslararası birçok bağımsız kuruluş ve akademi, ülkelerin hukuk ve demokrasi alanlarındaki karne niteliğindeki araştırmalarını yayınlıyor. Bence bunları kolay yoldan yalanlamak yerine, oturup biz ne yapıyoruz, neden böyle diye üzerine uzun uzun düşünüp kafa yormanız gerekmez mi?
Türkiye Hukukun Üstünlüğü kategorisinde 173 ülke arasında 148. sırada. Avrupa’da “demokratik olmayan” dört ülkeden birisi olarak gösteriliyor.
İfade özgürlüğü bakımından, 149 OECD ülkesi arasında 129. Sıradayız.
Rüşvet endeksinde en başlarda, Düzen ve Güven endekslerinde en sonlarda, Özgürlük endeksinde Haiti’den sonrayız.
Bu ülkeyi seven herkesin durup bunları düşünmesi gerekmez mi?” ifadelerini kullandı.
“Avukatların büyük sorunları var!”
Adalet Bakanı Tunç’un hazır bulunduğu toplantıda yapmış olduğu konuşmasında avukatların sorunlarına da değinen Uzun: “Hukuk fakülteleri can çekişiyor, avukatlar sosyoekonomik olarak her gün daha da geri gidiyor. Avukat sayısı plansız bir şekilde artarken, iş alanlarını geliştirici düzenlemeler ve genel hukuki koruma sisteminin hayata geçirilmesine dönük çalışmalar neden yapılmıyor.
Stajyer avukatların ücret sorununu çözmek gerekiyor. Kamu avukatlarının özlük haklarına ilişkin düzenlemeler hayata geçirilmiyor. Serbest çalışan avukatların emeklilik haklarında, eşitlik prensibine uygun şekilde düzenleme yapılmıyor. Avukatlık hizmetlerindeki vergi oranı ile yargılama gideri yükü, vatandaşın adalete erişimini engelleyecek noktaya geldi.
Hele bir de CMK ücret sorunu var ki; Avukatlığı angaryaya dönüştürmüş durumda. Genç avukatlar 50 gündür Çağlayan adliyesinin önünde eylem yaparak, sizin onları duymanızı bekliyor.” Dedi.
Hakim ve Savcılara Coğrafi Teminat Talebi
Hakim ve savcılar için coğrafi teminat talebinde bulunan Uzun: “Yargı reformu strateji belgeniz vardı sayın bakan. Hakim ve savcılara coğrafi teminat verilecekti ne oldu? İmamoğlu’na istediğiniz cezayı vermeyeceğini anladığınız hakimi Samsun’a sürdünüz.” Dedi.
Yargı bağımsızlığı ve kayyum hatırlatması
Yargı bağımsızlığına dair büyük sorunlar olduğunu kaydeden CHP’li Uzun: “Yargı bağımsızlığına dair ciddi sorunlar var. Bir yandan talimatla görülen davalar, diğer yandan talimatla özel olarak göreve getirilen seyyar savcılar var.
Bir yanda istifa ettirilen ama bir soruşturma dahi başlatılmayan parselci belediye başkanları, diğer yanda hukuken hiçbir inandırıcılığı olmayan iddialar ile kayyum atanıp hapse gönderilen halkın belediye başkanları var. “ ifadelerini kullandı.
“Adalet Bakanı Tunç, Anayasa’nın çiğnenişine seyirci olan bir bakan olarak tarihe geçecek.”
Konuşmasına Bakan Tunç’a yönelttiği sert eleştirilerle son veren Uzun: “Kadınlar katlediliyor sayın bakan. Çocuklar parklarda oynayamıyor, suç çeteleri ülkede cirit atıyor, uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul düzeyinde, her yerde şiddet, her yerde cinayet. İçişleri bakanlığı biz yakalıyoruz geri salıyorlar, adalet bakanlığı yeterli delil olmadan yakalama yapıyorlar diyor. Adli zabıtayı neden kurmuyorsunuz sayın bakan?
Her bakan yaptıklarıyla tarihe geçmek ve övgüyle anılmak ister.
Ancak siz, Yüksek Yargı Kararlarına uyulmayan, mahkemenin hak ihlali tespitine rağmen Can Atalay’ı hapiste tutan bir dönemin Anayasa’nın çiğnenişine seyirci kalan adalet bakanı olarak tarihe geçtiniz.” Dedi.