Beyni besleyen damarların yırtılarak kanın dışarı sızması ve beyin dokusunu tahrip etmesi ‘’beyin kanaması’’ olarak adlandırılıyor. Yaz aylarında sıcak havanın etkisiyle artış gösteren beyin kanamasına özellikle orta yaş üzeri kalp ve tansiyon hastalarıyla, altta yatan sistemik hastalığı olan kanamaya yatkın kişilerde, kan sulandırıcı ilaç kullananlarda ve halk arasında baloncuk olarak bilinen anevrizması ya da damar yumağı olarak bilinen AVM-KVM’si olan hastalarda rastlanabiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Erkin Sönmez, yaz sıcaklarının beyin kanamalarını tetikleyebileceğini belirterek, alınması gereken tedbirler hakkında bilgi verdi.
Sıcaklık 32 dereceyi geçtiğinde tehlike çanları çalıyor
Sıcaklığın 32 santigrat dereceyi aştığı dönemlerde doğrudan güneşe maruz kalmak ya da yüksek nemli ortamlarda bulunmak beyin kanaması riskini önemli oranda artırmaktadır. Vücut sıcaklığının artmasıyla yaşanan terlemeyle birlikte ise kişi sıvı-tuz kaybı yaşar, kan basıncında hızlı değişiklikler meydana gelir ve bu da kan pıhtılaşmasında bozulmalara neden olur. Bu tür bir tabloda kişi inme (felç) ve beyin kanaması gibi ciddi sağlık sorunlarına maruz kalabilmektedir.
Bu belirtiler varsa hemen bir sağlık kuruluşuna başvurun
Ani bilinç kaybı, bulantı, kusma ve baygınlık beyin kanamasının en bilinen belirtileri arasındadır. Hastanın zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması tedavi şansını yükseltir çünkü kanama küçük ve sınırlı bir alanda ise hızlı müdahale ve tıbbi takip ile kontrol altına alınabilmektedir. Sağlık kuruluşuna ulaştırılan hastaya bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans gibi görüntüleme yöntemleriyle tanı konulup, tedavi planı hazırlanır. Hipertansiyonu bağlı şiddetli olmayan kanamalarda ilaç tedavisine başvurulmaktadır. Ancak beyin kanaması anevrizma ve damar bozukluğundan kaynaklanıyor ise ameliyat kararı alınabilir ya da hasta girişimsel radyolojik yöntemlerle tedavi edilebilir.
Uzmanından hayat kurtaran tavsiyeler
-Kalp- damar ve şeker hastaları ile yaşlılar sıcaktan daha fazla etkilenmektedir. Beyin kanamasına karşı alınabilecek diğer önlemler şöyle sıralanmaktadır:
-Güneş ışınlarının çok dik geldiği 11.00 – 15.00 saatleri arasında mümkün olduğunca dışarı çıkılmamalıdır.
-Düzenli sıvı alımına dikkat edilmeli, su vücutta tutulacak şekilde yudum yudum içilmelidir.
-Aşırı sıcaklarda çay ve kahve tüketimi sınırlandırılmalı ya da tamamen bırakılmalıdır.
-Yorucu aktivitelerden kaçınılmalıdır
-Açık renk kıyafetler tercih edilmeli ve mutlaka şapka takılmalıdır.
-Gün içerisinde ılık duş alınarak, vücut sıcaklığının artması engellenmelidir.
Sıvı ihtiyacını karşılamak için sadece su içmek yeterli değil
vücudunun yüzde 60’ı sudan oluşuyor. Su ihtiyacının karşılanmadığı durumlarda çeşitli sağlık sorunları yaşanabiliyor. Vücudun aldığından daha fazla su kaybetmesi durumu olarak tanımlanan dehidrasyonun en erken bulgusu, ağız ve boğaz kuruluğu şeklinde ortaya çıksa da ileri seviye belirtileri arasında ciddi sağlık sorunları gözlemlenebiliyor. Normal vücut fonksiyonlarının devamı için yitirilen suyun mutlaka yerine konulması ve elektrolit tozu kullanımı gerekiyor.
Yetersiz sıvı alımı, yoğun alkol tüketimi, egzersiz ve yoğun performans gerektiren aktivitelerde vücudumuzun su kaybı yüksek bir seviyeye çıkıyor. Vücudun alınan sıvıdan daha fazlasını kaybetmesi sonucunda vücutta sıvı ve elektrolit eksikliği meydana gelir. Dehidrasyon olarak tanımlanan bu durumun belirtilerinde ilk göze çarpan yan etki, ağız ve boğaz kuruluğu olsa da ileri seviyelerde baş ağrısı, yorgunluk-halsizlik, deride kuruma, eklem ve kaslarda ağrı, sindirim sistemi sorunları, idrar renginin koyulaşması gibi ciddi sağlık sorunları yaşanabiliyor. Özellikle de hava sıcaklıklarının yükseldiği yaz aylarında artan terlemeyle birlikte sıvı kaybı daha fazla olduğu için yorgunluk-halsizlik sorunları günlük hayatı etkiler boyuta ulaşabiliyor. Güneş yorgunluğundan kurtulmak, güneşe ve sıcağa dayanıklılığı arttırmak için yitirilen suyun yerine konulması yetmiyor, elektrolit desteği de gerekiyor.
Sıvı kayıplarında sadece su içmek yeterli değil
Vücuttaki suyun yüzde 5’inden fazlası kaybedildiği takdirde fiziksel bulguların ortaya çıktığının altını çizen Doç. Dr. Sare Güntülü Şık, “Su eksikliği, kişinin konsantrasyon ve enerji kapasitesini etkilerken, organların normal şekilde çalışmasını engelleyerek, kişinin sağlığını da tehdit eder. Normal vücut fonksiyonlarının devamı için yitirilen suyun mutlaka yerine konulması gerekir ancak sıvı kayıplarında sadece su ve tuz almak işe yaramayabilir. Çünkü tuz içerisinde yer alan sodyumun bağırsaklardan emilimi, diyare ve aşırı sıvı kayıplarında bozuluyor. Bu tip durumlarda vücudumuzda önemli işlevlere sahip olan elektrolitlerin takviyesi gereklidir. Bunun için de elektrolit tozu kullanılabilir” diyor.
Çinko ve Magnezyum takviyesi büyük önem taşıyor
Doç. Dr. Şık, vücut sıvıları içinde erimiş halde bulunan ve tuz çözeltileri olan elektrolitlerin işlevlerini, “vücudumuzdaki sıvıların hücrelerimizin içinde ve dışında dağılımını yaparken, hareketini sağlayan osmotik basıncı da ayarlarlar” diyerek anlatırken, vücutta üretilmediklerinden ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmamak için özellikle çinko ve magnezyum ile zenginleştirilmiş elektrolit takviyesinin önemli olduğunu vurguluyor.
İshal, kusma ve güneş çarpmalarına dikkat
Yaz aylarında artan ishal, kusma ve güneş çarpmalarına da dikkat çeken Doç. Dr. Sare Güntülü Şık, bundan kaçınmak için yapılabilecekleri ise şöyle anlatıyor:
“Yaz aylarında ishal ve kusma gibi problemler daha sık yaşanabiliyor. Diğer yandan sıcak havalar ve uzun saatler güneşte kalmak vücut ısısının yükselmesine ve sıvı kaybına neden olabilir. Bu gibi durumlar sonrasında güneş çarpması, halsizlik ve baş ağrısı gibi zorlayıcı durumlarla karşılaşılabilinir. Elektrolit sıvısı kullanmak, vücudun su kaybının önlenmesi için ihtiyaç duyulan elektrolitlerin yerine konulmasına destek olurken, elektrolit sıvıları içeriklerindeki çinko sayesinde bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna da katkıda bulunur.”
Supplyte: Enerji içeceği değil elektrolit tozu
Çinko, Magnezyum takviyeli elektrolit tozu Supplyte, hem sıvı kaybının replasmanı hem de elektrolit ve mineral dengesini sağlar. Sıvı ve elektrolit kaybı yaşayan kişilerin kullanabildiği ve dehidrasyon kaynaklı oluşabilecek element ve mineral dengesizliklerini önlemeye yardımcı olan elektrolit tozu Supplyte’ın bir saşesi, 500 ml suya karıştırılarak içilir.
Her yaş grubunun kullanabildiği Supplyte; soğuk, ılık veya sıcak tüketime uygun kullanımıyla su içme alışkanlığını da arttırır. Akut dehidrasyonun yol açtığı sıvı ve elektrolit kaybını önleyen Supplyte, kronik dehidrasyona bağlı sıvı ve elektrolit kaybı sonucu oluşan hastalıkların tedavisine de destek olur. Elma veya mango&şeftali aromasıyla çocuklar için de kolay içim sağlar.