Nöbetçi Eczaneler
AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof Dr. Aydın Ayaydın, Seydikemer Ören’de alabalık üreticileri ile bir araya geldi. Ayaydın, burada yaptığı açıklamada; “Herkes bilmez ama Muğla, Türkiye’nin en büyük alabalık üretim merkezidir. Ancak sahipsiz bırakılmıştır. Balık işleme, paketleme ve depolama alanı kurarak, fırsatçıların değerinin çok altında alım yapmasına engel olacağız” dedi.
AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof Dr. Aydın Ayaydın, seçim çalışmaları kapsamında, Muğla’nın Seydikemer ilçesine bağlı Ören Mahallesi’nde, alabalık üreticileri ile bir araya geldi.
Muğla Alabalık Yetiştiricileri Birliği Başkanı Hüseyin Yıldırım’dan sorunlarla alakalı bilgi alan ve tesislerin büyük bölümünü gezen Ayaydın, Muğla’nın ekonomisi için çok önemli olan alabalığa da tıpkı zeytinine, narına, limonuna, portakalına sahip çıkacakları gibi sahip çıkacaklarını söyledi.
Havaların ısınması ile birlikte üreticilerin ellerindeki balığı hasat etmek ve elden çıkartmak zorunda kaldıklarını, fırsatçıların da bu dönemi beklediklerini belirten Ayaydın, modern şartlarda bir soğuk hava deposu kurarak spekülatörlerin fiyat kırmasına engel olacaklarını belirtti.
“SUDAN ÇIKMIŞ BALIĞA DÖNECEKLER”
Ayaydın şöyle konuştu: “20 bin ton yıl ile Muğla iç denizlerde üretilen alabalıkta en çok üretim yapan ilimizdir. Ancak nisan ayından itibaren havalar ısınınca ağ kafeslerinde yetiştirilen balığın ölmemesi için hasat edilmesi yani elden çıkarılması gerekiyor. Balığı gerçek ederini bulana kadar muhafaza edecek depolama tesisi olmayınca da spekülatörler devreye giriyor ve benim hemşehrimin balığını ucuza kapatmanın yolunu buluyor. Biz üreticilerimizin talebi doğrultusunda alabalığın da gerçek değerinde satılabilmesi için elimizi taşın altına koyacağız ve spekülatörlerin oyununu bozacağız.”
Ayaydın, başta yem olmak üzere maliyetlerin çok arttığını, kimsenin bu çaresizlikten yararlanarak üreticiyi mağdur etmeye hakkı olmadığını belirtti.
Ayaydın açıklamasına şu cümlelerle devam etti;
“Gerçek belediyecilik anlayışı hakim olsa, bugüne kadar hemşehrilerimin bu çaresizliğine bir önlem alınabilirdi. Belediye bir soğuk depo kurar, hasat edilen balığın gerçek ederini bulana kadar satılmaması için gayret gösterebilirdi. Lafla halkçılık olmuyor. Gerçek halkçılık bu tür ayrıntılarda gizli. Ben üreticilerime söz verdim. Nasıl limonu, portakalı, güzelim narı, cevizi zeytini marka yapıp üreticimizi koruyacaksak, alabalık üreticimizi de aynı anlayışla koruyacağız ürününe sahip çıkacağız.”