Arama kurtarma çalışmalarında yavaş yavaş sona yaklaşılırken esas kaos şimdi başlıyor. Enkaz kaldırma aşamasına gelinen şu günlerde yine plansız ve programsız bir şekilde enkaz kaldırılmaya başlanmış olup kaldırılan enkazlar rastgele yerlere dökülmektedir. Bölgede birinci önceliğin hijyen ve dezenfektan çalışmaları olması gerekir. Çünkü bölgede oluşabilecek herhangi bir salgın hastalık tüm ülkeyi etkileyecektir. Siyasilerin söylemlerine dikkat edecek olursak hemen bir yıl içerisinde Toki tarafından binalar dikilecek ve vatandaş evlerine taşınacak. Bu iş öncelikle planlama ve bilimsel çalışmalar yapıldıktan sonra yeni yerleşim yerlerinin belirlenip yeni inşaatların buna göre yapılması gerekmez mi? Kanımca zaman kaybetmeden bilim insanları bir araya gelmek suretiyle bölgedeki fay hatları tam olarak inceleyip yöneticileri doğru olarak yönlendirmelidirler. Görülen o ki bölge tamamen yıkılıp yeniden imara açılmalı ve yapı stoku buna göre planlanmalı. Bölgeden kaldırılacak olan enkaz da gayet iyi planlanarak çevre kirliliği oluşturmayacak şekilde planlanmalı ve ona göre dökümlerin yapılması gerekmektedir. Görüntülerden de gördüğümüz gibi bazı binalar hiçbir hasar olmamasına rağmen zemin nedeniyle yan yatmış ve yıkılmak zorunda. O sebeple yapılacak olan zemin çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Bu arada çeşitli illere taşınan depremzedelerin yerleşmiş olduğu yörelere uyum sağlayabilmeleri konusunda her türlü desteğinde verilerek insanların çevre uyumu sağlanmalıdır. Çünkü bu vatandaşlarımız büyük travmalar yaşamış ve tedirgin bir haldedir. Sadece küçük bir miktar maddi destek sağlanmak suretiyle yeni bir yerleşim merkezine götürülen bu insanlara gerek psikolojik gerekse de maddi yardımların devam etmesi gerekmektedir. Bu yörelere getirilen öğrencilerin de bir an önce eğitim kurumlarına yerleştirilmek suretiyle toplumla kaynaşmaları sağlanmalıdırlar. Kurulmakta olan konteyner kentlerinde bir düzen içerisinde alt yapılarının da düzgün bir şekilde hazırlanmalı yaşanır ve hijyenik yerleşimler oluşturulmalı. Maalesef ülkemizin büyük şirketleri ve zenginleri bu konuda sınıfta kalmış yabancı sanatçı sporcu ve iş insanları bizimkilerden daha duyarlı davranmışlardır. Bizde bir Haluk Levent bile bu zenginleri utandırmış olsa gerek. Adam hiçbir menfaati olmamasına rağmen hepimizden çok gayret sarf etmiş ve çaba göstermiştir. Bizler onu örnek alıp bu konuda elimizden ne geliyorsa böyle insanlara destek sağlamalıyız. Helal olsun onu doğuran anaya. Haydi Türkiye’m el ele gönül gönüle bu zor günlerin altından kalkalım. Bize de bu yaraşır.
YAZARLAR
TÜMÜ
YORUMLAR