Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

MUĞLA DEPREMİN NERESİNDE?: ARAŞTIRILMASI GEREKEN 4 ÖNEMLİ FAY HATTI VAR

Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında

Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında özellikle Türkiye’de bulunan fay hatlarının nereden ve hangi şehirlerden geçtiği sorgulanmaya başladı. Peki Muğla’dan fay hattı geçiyor mu? Muğla olası bir depreme hazır mı? Muğla’da araştırılması gereken 4 önemli fay olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilcisi Coşkun Çatalkaya, Yenigün Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunduÇatalkaya, ayrıca 2021 yılında İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla, hızlı bir şekilde yapılması istenen İl Afet Risk Azaltma Planı’nın Muğla’da kaynak aktarılmadığı için başlayamadığını söyledi.

Binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin ardından bölgede hala enkaz altındaki insanları arama-kurtarma çalışmaları devam ediyor.

Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında özellikle Türkiye’de bulunan fay hatlarının nereden ve hangi şehirlerden geçtiği sorgulanmaya başladı.

Türkiye’de; Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı olmak üzere toplam üç fay hattı bulunuyor. AFAD’ın hazırladığı Türkiye’deki Deprem Haritası’nda birinci, ikinci ve üçüncü riskli bölgelerin yanı sıra en az risk teşkil eden iller yer alıyor.

MUĞLA BİRİNCİ DERECE RİSKLİ BÖLGELER ARASINDA

Batı Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan ve birinci derece riskli deprem bölgesinde; İzmir, Balıkesir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli, Isparta, Uşak, Bursa, Bilecik Yalova, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Kırşehir, Bolu, Karabük, Hatay, Bartın, Çankırı, Tokat, Amasya, Çanakkale, Erzincan, Tunceli, Bingöl ve Muş, Hakkari, Osmaniye, Kırıkkale ve Siirt illeri yer alıyor.

Peki Muğla’dan fay hattı geçiyor mu? Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilcisi Coşkun Çatalkaya Muğla deprem haritası hakkında çarpıcı bilgiler verdi.

“AFET VE AFET YÖNETİMİ İLE İLGİLİ SINIFTA KALDIĞIMIZ AŞİKAR”

Açıklamasına “Afet ve afet yönetimi ile ilgili sınıfta kaldığımız aşikar” diyerek başlayan Çatalkaya, Öncelikle ve afet ve afet yönetiminin; ister doğa ister insan kaynaklı olsun, bütün tehlike kaynaklarının, yasal mevzuat içerisinde tamamlanması ve bu tehlike kaynaklarının yaratacağı risklerin ön görülerek azaltılması, risklere yönelik önlemlerin afet öncesinde alınması prensibine dayanması lazım. Bununla ilgili başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıkların bu konuda günümüze kadar yaptıkları düzenlemeler toplumun ihtiyaçlarının, afet risklerini inceleyen, zarar azaltıcı bir bakış açısıyla karşılamak yerine, imar, afet, planlama, yapı üretim ve denetim, kentsel dönüşüm, çevre ve orman, tabiat varlıklarını gibi kanunlarla yaprıkları değişiklikler kentlerimizi doğal kaynaklara karşı korumasız bırakmış, her depremde veya taşkınlarda daha fazla insanımızı kaybeder hale gelmişizdir. Meslek sorunlarımızın ülke sorunlarından bağımsız olarak çözümlenemeyeceği bilincinde olan Jeoloji Mühendisleri odası, ilerideki çalışmalarında aynı görüşlerde süregideceği inancını taşımaktadır. Dün olduğu gibi bugünde ve gelecekte depremlere karşı gerekli koruma önlemlerinin alınarak, ülkemiz yerleşimlerinin gelecekteki deprem risklerinden korunması ve ortaya çıkacak zararların azaltılması için mesleki derinliğimizin, bilimin ve kamu yararının yanı sıra, Türk Mühendislik Mimarlar Odaları Birliği’nin ilkeleri ve dayanışma ruhu ile çalışmalarımıza devam edeceğiz.” diye konuştu.

“MUĞLA’DA ARAŞTIRILMASI GEREKEN 4 ÖNEMLİ FAYIMIZ VAR”

Muğla’da araştırılması gereken 4 önemli fay hattının olduğunu söyleyen Çatalkaya, “Muğla’da adı belli olan birinci Muğla fayımız var. Muğla ve Yatağan Fayı diye de birleştirilir ama bazı araştırmacılar bunun tek olduğunu, bazıları ise iki parça olduğunu söylerler. Bu fayların deprem üretebilecek kapasitede olduğunu düşünmekteyiz. Ancak bununla ilgili bilimsel çalışmalar henüz başlatılmamıştır. Bunun haricinde Ören, Karaova ve en önemlisi Fethiye-Burdur fayı dediğimiz Fethiye depremine kaynaklık etmiş bir fayımız var. Araştırmacılar, 1957 yılında 7.1 olarak ölçülen Fethiye depreminin, tekrarlanma zamanının yaklaştığını söylemekte ve bizler de tekrar etmekteyiz. Ören fayımız da ne kadar deprem üreteceği şuan da dört dörtlük önümüzde değil. Toplamda il sınırlarımız içerisinde araştırılması gereken 4 tane önemli fayımız var” dedi.

“MUĞLA’DA YAPI DENETİMİNİN YÜZDE 100 YAPILDIĞINI SÖYLEYEMEM”

İl genelindeki yapı denetimlerinden bahseden Çatalkaya, “Yapı denetim yasası zaten kendi içerisinde problemli. Yapı denetim sürecinin içerisinde yapı denetim yönetmelikleri sık sık değiştiriliyor. Özellikle jeoloji Mühendisliği’ni kapsayan kısımda yapı denetim firmalarının içerisinde jeoloji mühendisi bulunmak zorunda değil. Yasa şunu demiş, ‘Eğer ki yapı denetim firması, bünyesinden Jeoloji Mühendisi taşımıyorsa hizmet alabilir demiş’ ‘Alabilir’ kelimesi şunu kapsıyor, ‘Yapı denetim firması bünyesinde jeoloji mühendisi bulundurmuyorsa, herhangibir serbest bürodan gelip alabilir’ diyor. Ancak bizim belediyeler ile yapmış olduğumuz görüşmelerde yüzde 60 belediyemiz bunu uygulamakta. Ancak yapı denetim firmaları bu denetimden sürekli kaçmaktadır. Yani denetimin yüzde 100 yapıldığını söyleyemem” ifadelerini kullandı.

“İLİMİZDE AFET RİSK AZALTMA PLANI ÇALIŞMASI, 2 YILDIR KAYNAK BEKLİYOR”

Muğla’da Afet Risk Azaltma Planı’nın başlatılması için 2 yıldır kaynak beklendiğini belirten Çatalkaya, açıklamasına şöyle devam etti:
“2021 yılında İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) raporlarının il genelinde İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla, AFAD başkanlığında hızlı bir şekilde yapılması istendi. Çok güzel bir çalışma başladı ancak bu çalışmanın arkası gelmedi. Bu İRAP çalışmalarında ben kendi meslek örgütüm adına çalışma grubunda yer aldım ve sayın Valimize Muğla’mızda 4 tane fay hattımız var. Bu fay hatlarının ne kadar deprem üreteceği ve üretmeyeceği konusunda bir çalışmanın yapılması ve bu çalışma yapıldıktan sonra şehirdeki planlamanın gerçekleşmesi gerektiğini ilettim ve sayın Valimizde bunu kabul etti. Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Üniversite ile kaynakları konusunda görüşmelere başladık. Bu konuda görev alacak hocalarımızı da belirledik. Ancak henüz kaynak aktarılmadığı için bu çalışma başlatılmadı. Öncelikle bunun yapılması lazım. Televizyon ekranlarından görüyoruz, tren rayını 2-3 metre öteleyen bir deprem bir binayı ne hale getirir? Biz bunları bilmediğimiz için bazı şeyleri yapmamız biraz havada kalıyor.”

“KİMSE BİZİ KAALE ALMADI”

Bizim Türkiye’de yaklaşık 14 il merkezimiz, aktif fay hatları üzerinde kurulmuş. 100’den fazla ilçemiz, yine aktif fay zonlarının üzerinde. Bununla ilgili biz afet yasasında bir değişiklik önergesi hazırladık ve her partinin milletvekillerine, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, İçişleri Bakanlığı’na, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na, 81 il valiliğine ve tüm ilçe belediyelerine resmi yazıyla bildirdik. Çok enteresandır, 2 yıldan bu yana ‘Arkadaş sen ne yapıyorsun, dalga mı geçiyorsun?’ diye bize geri dönüş olmadı. Bununla ilgili özellikle Elazığ depreminden sonra geçen hafta yaşadığımız deprem olayını, bizim hocalarımız, ‘Burada bir sismi boşluk var’ diye ısrarla her platformda dile getirdiler. Biz meslek odası olarak, bakanlığa bu yazıyı yazdık. Fakat kimse bizi kaale almadı.

“FAY YASASININ ACİLEN ÇIKARTILMASI GEREKİYOR”

En önemli konumuz, Fay Yasası’nın çıkartılması. Meclise sunuldu fakat iktidar milletvekilleri tarafından reddedildi. Fay Yasası’nın acilen çıkartılması gerekiyor. Fay Yasası’nın çıkartılması gerektiği zaten şimdiki Doğu Anadolu fayı üzerinde meydana gelen, 10 ili ve 13 buçuk milyon insanı etkileyen depremde her şey göz önünde. Bu şehirlerimiz, aktif fayın direkt üzerinde olmasaydı bu kadar yıkım ve kayıp olmayacaktı. En azından risklerimiz azaltılacaktı.”

Haber :Esma Turan