İki gündür gazi meclis bünyesinde yaşanmakta olan olaylar ülkemiz adına tam bir yüz karası olup
birinci olayda kendini bilmez bir milletvekili bir diğer milletvekiline şuursuzca saldırıp darp ederken
bir gün sonra bir başka partinin genel başkanı olan milletvekili makam odasında bıçaklanmıştır. İki
gün önceki yazımda siyasi barış derken bunların yaşanmamasını ve siyasi birlikteliğin sağlanması
gerektiğini anlatmaya çalışmıştım. Millet adına milletimizi temsil etmek ve ülke sorunlarına çözüm
getirmek amacıyla yüce meclise gönderilen bu şahıslar TBMM’yi arenaya çevirmişlerdir. Seçimin
Görsel Medyada yayınlanan görüntülerden de anlaşılacağı gibi malum kişi adeta düşmanca yumruk atmakta ve bundan da pişman olmadığını bu sebeple özür de dilemeyeceğini açıkça beyan
etmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi yüce meclise gönderilen milletvekilleri gerek psikolojik açıdan gerekse de insani açıdan sağlam irade sahibi kişilerden olmalıdır. Yüce mecliste milletin adına bulunduklarını ve onları temsil ettiklerini asla unutmamalıdırlar. Zira gazi meclis de Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ünde söylediği gibi Hakimiyet Kayıtsız şartsız Milletindir. Milletvekilleri belirli bir süre için millet tarafından seçilerek kendilerini temsil etmek üzere yüce meclise gönderilir başarılı olmaları halinde tekrar seçilirler. Seçime yaklaştığımız bu günlerde tüm siyasi partiler birbirlerinin fikirlerine saygı göstermeli ve medeni bir şekilde tartışmalıdırlar. Tartışma yaparken de bu ülkenin hepimizin ülkesi olduğunu unutmadan etik kurallar çerçevesinde tartışmalı ve karşısındakinin de bu
memleketin insanı olduğunu unutmadan hemen onu vatan haini ve terörist ilan etmemelidir. Çünkü doğru tekdir bizlerde medenice tartışarak doğruları bulmak zorundayız. Seçimin bir bayrak yarışı olduğunu kaybedenin kazananı tebrik etmesi gerektiğini öğrenmek zorundayız. Seçime uygar bir şekilde hazırlanıp eşit şartlarda yarışarak ülkemiz için hangi siyasi parti hayırlı olacaksa onun kazanmasını temenni etmeliyiz. Bu günlerde tartışılan bir başka önemli konu da öğrencilere verilecek olan ücretsiz yemek
konusu. Büyük bir ekonomik krizle boğuşan ülkemizde halk oldukça büyük ekonomik kriz yaşamakta
ve çocuklarına yeterli beslenme sağlayamamaktadır. Bu çocuklar hepimizin çocuklarıdır. Onları en iyi
şekilde eğitmek ve beslemek hepimizin boynunun borcudur. Devlet ve kamu kuruluşları bu konuda elinden gelen desteği sağlamalı ve birbirlerine engel olmamalıdır. Yerel yönetimlerde bu konuda elinden gelen desteği sağlamalıdır. Yine son günlerde toplum olarak tartıştığımız bir başka yüz karası bir sorunda 6 yaşındaki
küçük bir kız çocuğunun 29 yaşındaki bir sapkınla evlendirilmesi ve 14 yaşına kadar bu kız çocuğunun bu sapık tarafından tecavüz edilmesi. Tarikat ve din adına yapılan bu çirkinlikler maalesef ülkemizde
zaman zaman yaşanmakta ve bu sapıklar cezasız kalmaktadır. Yıllar önce buna benzer başka bir olay
yaşanmış ve bu konularla ilgili yetkililerce bir defadan bir şey olmaz denilerek geçiştirilmiştir. Ne
diyelim Allah evlatlarımızı bu din bezirganlarından korusun.
YORUMLAR