Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam
Hakan Canel

Tarımda çalışan kadınları sorunları

Geçtiğimiz haftaki yazımızda tarım alanında çalışan kadınlarla ilgili oranları ve tarımdaki üretimde kadının önemine dikkat çekmiştik.

Tarımda çalışan kadınlar için önemli bir sorun da sosyal güvenlik.

Bu doğrultuda Anayasa’nın 10. Maddesini hatırlatmak isterim. O maddede der ki; “Anayasanın 10. maddesi gereği, kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Yine Anayasanın 60. maddesi gereği herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir ve devletimiz bu güvenliği sağlayacak tedbirleri almakla yükümlüdür. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine göre: ‘Toplumun bir bireyi olarak herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Sosyal güvenlik temel bir haktır.’

Bütün bu hükümlere rağmen kadınlarımızın çoğunun çalıştığı işle ilgili olarak, özellikle kırsal alandaki kadınlarımızın herhangi bir sosyal güvenceleri yoktur ve ücretsiz aile işçisi olarak yer almaktadırlar. Oysa devletin bir görevi de alınan sosyal politika önlemleri ile kadınlarımızın da güvenlik ve refah içinde yaşamalarını sağlamaktır.

Tarımda, mevcut sigorta primleri 2022 yılı açıklanan asgari ücret ve aylık prim gün sayısının 28’den 29’a yükselmesiyle 2022 yılının Ocak ayında açıklanan brüt asgari ücret yüzde 39,87 oranında artış gösterirken tarım Bağ-Kur primi yüzde 44,87 oranında artmıştır.

Çiftçilerimizin, 2022 yılının ilk altı ayı indirimsiz olarak aylık bin 668,83 lira, indirimli olarak aylık bin 426,97 lira, son altı ayı indirimsiz olarak aylık 2 bin 158,08 lira tarım Bağ-Kur primi ödemesi mümkün değildir.

Borcu bulunmayan çiftçilere verilen 5 puanlık hazine desteği göz önünde bulundurulsa bile çiftçimizin ödeyeceği tarım Bağ-Kur primi aylık bin 845,31 liradır. Çiftçilerimiz bu rakamları ödemekte güçlük yaşıyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin  de veri ve taleplerinden yararlanarak, kadın çiftçilerin bu alandaki sorunlarının çözümü için şunlar yapılabilir:

Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için, gençlerimizi ve kadın çiftçilerimizi tarımda tutmak adına teşvik edici önlemler alınmalıdır.

Kadınların sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapılmalıdır.

Kadın çiftçilerimiz için senede 90 gün yıpranma payı, primlerin yüzde 50’sinin devlet tarafından ödenmesi başta olmak üzere birçok alanda pozitif ayrımcılık yapılmaladır.

Tarım Bağ-Kur prim ödeme gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir.

Engelli bakımını üstlenen kadın çiftçilere, prim ödemesinde ayrıcalık sağlanmalıdır.

Yıllardır ücretsiz aile işçisi gibi görülen kadın çiftçilerimiz de sosyal güvenlik hakkına sahiptir ve devlet tarafından desteklenmelidir.

Kadınların işgücüne katılım oranı, kadın işgücünün kadın nüfusuna oranı olarak tanımlanıyor. Bu oranın artması ekonomik verimliliği artıracak ve kalkınma potansiyelini iyileştirecektir.

Çiftçilik mesleğinin cinsiyeti yoktur. Tarımda yaşanan sorunlar ortaktır. Kadınların tarım dışında da emekleri fazladır. Gelecek nesillerimize ışık tutan kadın çiftçilerin mağduriyetlerini giderecek düzenlemelerin yapılması çok önemlidir.

Yine hatırlatmak isterim; kadının olduğu yerde sabır ve üretim vardır. Türk tarımı da kadınsız mümkün değildir. Her zaman dediğim gibi Türkiye’nin milli bir tarım politikası oluşturup hayata geçirmesi şarttır. Bu politikanın başk aktörlerinden birisi de kadın çiftçilerimiz olmalıdır..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER