Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

İKİZKÖY’DE SÖKÜLEN ZEYTİN AĞAÇLARI YENİDEN DİKİLDİ

Muğla’nın Milas İlçesi’ne bağlı

Muğla’nın Milas İlçesi’ne bağlı İkizköy’de Yeniköy Kemerköy Enerji tarafından sökülen zeytin ağaçları, tepkiler üzerine yeniden dikildi. İkizköy sakini Hasan Yorulmaz, “Bu ağaç en 100 yıllık bir ağaç. Bunun sökülüp dikilmiş olması bu ağacın yaşayacağı anlamına gelmez. Fidan tez tutar, yaşlı ağaç zor tutar. Ancak bu ağacın eski haline gelebilmesi en az 10-20 yıl ister” dedi.

Muğla’nın Milas İlçesi’ne bağlı İkizköy’de 31 Mart sabahı zeytin ağaçları, YK Enerji tarafından iş makineleri ile sökülmüş ve başka bir alana götürülmüştü. Duruma tepki gösteren İkizköylüler ve çevreciler alanda nöbet tutmaya başlamıştı. YK Enerji daha sonra, “9 zeytin ağacı uzmanlar eşliğinde yine YK Enerji bünyesinde oluşturulan ve 22 binden fazla zeytin ağacının yer aldığı zeytin park alanına taşınmıştır” açıklamasını yaptı. Çevrecilerden gelen tepkiler üzerine YK Enerji, zeytin ağaçları yeniden dikti.

“FİDAN TEZ YAŞLI AĞAÇ ZOR TUTAR”

Yeniden dikilen ağaçlardan birinin yanında Yenigün Gazetesi’ne konuşan İkizköylü Hasan Yorulmaz, şunları söyledi:

“Önceki gün bu ağaçları sökmüşlerdi, bugün dikildiğini görüyoruz. Bu ağaç en 100 yıllık bir ağaç. Bunun sökülüp dikilmiş olması bu ağacın yaşayacağı anlamına gelmez. Zor bir olay. Fidan tez tutar, yaşlı ağaç zor tutar. Bu bakımdan bu ağacın yeşermesi zor bir olay. Yaz boyu sulamak gerekir. Sulansa bile ya tutar ya tutmaz. Ancak bu ağacın eski haline gelebilmesi en az 10-20 yıl ister. Bu büyük bir ürün kaybı anlamına gelir. Zeytinler dokunmayalım, yaşatalım” dedi.

“ÜLKEYE VE İNSANLIĞA AİT BİR MÜCADELE”

Avukat İsmail Hakkı Atal ise şöyle konuştu:

“İkizköylülerin aslında bu zeytinleri korumak için verdiği mücadele sadece ait bir mücadele değil, ülkeye ve insanlığa ait bir mücadele. Bizim hep söylediğimiz gibi çevre ekoloji mücadelesi dünya tarihindeki tüm mücadelelerden farklı. Tarih boyunca insanlar ırksal, ideolojik, etnik, dini temelli birçok savaşlar ve çatışmalar içerisinde oldu ama tarihte ilk defa bir mücadelenin tek kazananı tek kaybedeni var, insanlık.

“BİZ KAYBEDERSEK ŞİRKETİN ÇOCUKLARI DA KAYBEDECEK”

Biz kaybedersek, herkes kaybedecek. Bu şirketin sahipleri de kaybedecek, onların çocukları da kaybedecek, hakimlerde kaybedecek. Ülkenin her meslek grubu kaybedecek. Çünkü bilim insanları 2010 yılından bu yana karşılaştığımız korona virüs pandemisine neden olan mutasyonun korona virüslerin değişiklik geçirmesine neden olan koşulların ekolojik koşullardaki değişiklik olduğunu bulguladılar. Yani bilim insanları diyor ki, ‘Termik santraller, iklim değişikliği, madencilik, ormansızlaşma, endüstriyel tarım ve endüstriyel hayvancılık sebebiyle insanlar doğanın dengesini bozduğu için 5 milyon yıldır dünya da olan korona virüs bu yeni doğal ortama uyum sağlamaya çalıştı ve yapı değişti. 250 bin yıldır dünya da olan insanında bu yeni korona virüs mutasyonuna bağışıklığına yok ve insanları öldürüyor.’

“TERMİK SANTRALLERLE BİRLİKTE YAŞAMA İMKANIMIZ YOK”

Ayrıca bilim insanları korona virüs salgını sırasında, termik santrallerin ve hava kirliliğinin olduğu yerlerde korona virüs vakalarının 9 kat daha fazla olduğunu, ölümlerinde 3 kat fazla olduğunu tespit ettiler. Aynı zamanda korona virüslerin şuan da soluduğumuz partikül maddelerin üzerine yapıştığı tespit edildi. Bizim termik santraller ile birlikte yaşama imkanımız yok. Korona virüsten sonra yeni salgın hastalıklar gelecek. Bilim buna kesin gözüyle bakıyor. Ekolojik kırım, iklim değişikliği, termik santraller nedeniyle yeni salgın hastalıklarla karşılaşacağız. Biz bu termik santralleri kapatmak zorundayız. Bugün verilen mücadele hem zeytinimizi, hem de doğayı insanlığı, ülkeyi koruma mücadelesidir.”

Haber :Esma Turan