Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
kule reklam
kule reklam

Suyun değerini artık anlamak zorundayız

Ülkemiz öyle sanıldığı gibi

Ülkemiz öyle sanıldığı gibi su zengini bir ülke değil. Yanlış su kullanımı, küresel nedenlerden dolayı yer altı ve yer üstü su kaynaklarımız üzerindeki risk her geçen gün daha da artmakta. Ehh bir de buna son dönemlerdeki özelleştirme, kiralama v.s. gibi etkenleri de eklersek önümüzdeki yıllarda ciddi sorunlar yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.

Ülkemizde çeşitli maksatlara yönelik (sulama suyu temini, içme ve kullanma suyu temini vb.) olarak yıllık kullanılabilir su potansiyeli 112 milyar m3’tür (yer üstü suyu potansiyeli 94 milyar m3, yeraltı su potansiyeli 18 milyar m3).

Sahip olduğumuz içilebilir ve kullanılabilir su miktarı belli iken nüfusumuzun giderek artması kişi başına düşen su miktarının daha da azalmasına neden olacaktır.

Falkenmark İndeksi’ne göre; kişi başına asgari evsel su ihtiyacı günde 100 litre, tarım ve sanayi amaçlı su ihtiyacı ise günde 500-2000 l/gün olarak hesaplanmıştır. Eşik değer ise kişi başına yılda 1700 metreküp olarak belirlenmiştir. Bu değerin altına düşüldüğü durumda su sıkıntısının yaşanmaya başlanacağı, 1000 metreküpün altında ise ülkenin su kıtlığı ile karşı karşıya geleceği, bu rakam yılda 500 metreküpün altına düştüğünde ise mutlak su kıtlığının yaşanılacağı belirtiliyor.

2021 yılı ülke nüfusumuza göre ülkemizde kişi başına düşen yıllık 1.323 metreküptür. Bu durum ülkemizin su stresi yaşayan ülkelerden biri konumunda olduğunu göstermektedir. Yukarıda da belirttiğim gibi;  yani sanıldığı gibi ülkemiz su zengini bir ülke değildir.

Söz konusu toplam su potansiyelinin 2021 yılı gerçekleşmelerine göre 45,05 milyar m3’ü (yüzde 77) sulama suyu, 13,36 milyar m3’ü (yüzde 23) ise içme-kullanma ve sanayi suyu olmak üzere toplamda 58,41 milyar m3 ’ü kullanılmaktadır.

Diğer taraftan ülkemizde ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisi alanı 8,5 milyon hektar olup bu alan 23,1 milyon hektar tarım arazisinin yüzde 36,8’ini oluşturmaktadır. Ülkemizde DSİ tarafından 4,56 milyon hektar sulama açılmış olup diğer kurumlarla birlikte toplamda 6,85 milyon hektar sulamaya açıldı.

Su temel yaşam kaynağıdır. İklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından biri su kaynakları ve su döngüsü üzerinde yarattığı olumsuz etkilerdir. İklim değişikliğinin su kaynakları üzerine etkileri sonucu, miktar ve kalite bakımından yeterli suya erişimin zorlaşacağı da bilinen bir gerçektir.

Küresel iklim değişikliği ile birlikte şiddetlenen kuraklık, nüfus, tarım ve sanayinin artan su ihtiyaçları yüzünden Dünya’da alternatif su kaynakları ve yönetiminde arayışlar başlamıştır. Özellikle yağmur sularının yollara ya da kanalizasyona akması artık kabul edilemez bir durumdur. Bunun için yağmur suyunun toplanması ve kullanılması için var olan politikalar geliştirilmeli ve biran önce uygulanmaya konmalıdır.

Su insanoğlu kadar tarımın da yaşam kaynağıdır. Tarım ve ürün politikalarında da acil olarak düzenlemeye gitmek zorundayız. Su sıkıntısının fazla olduğu bölgelerden başlanarak, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerinin tarımda kullanımı teşvik edilmeli, üretimini yaptığı en fazla gelir getiren ürün ile olan fark, ürün bazlı destek olarak üreticiye ödenmelidir. Bu kapsamda öncelikli olarak atıl vaziyette olan sulama kanallarının revizyonlarının yapılması, çiftçilerimizin modern sulama sistemlerine ekonomik olarak ulaşabilirliğinin artırılması, elektrik fiyatlarının düşürülmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin bir gün bile kaybetmeden derhal milli bir tarım ve su politikasını hayata geçirmek gibi bir zorunluluğu gün gibi aşikardır.

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün yıllardır dile getirdiği öneri ile yazımı noktalıyorum. Evet Gürün’ün de dediği gibi; derhal başlı başına işi su olan SU BAKANLIĞI kurularak hayata geçirilmelidir.

Su kaynaklarımız, kullanımı, korunması gibi yaşamsal konular daha ilkokuldan başlayarak üniversitelere varıncaya değin başlı başına bir ders olarak okutulmalıdır.

Yanlış politikalar yüzünden tarımımız çöktü, hayvancılığımız çöktü eğer su kaynaklarımız da giderse…… varın cümledeki boşluğu siz tamamlayın….