Yıllardır dillendirilen bir konu.
“Muğla, deniz, kum ve güneşe indeksli turizmle sınırlı kalmayacak.
İlin birçok kesimi farklı turizm kaynaklarına sahip olduğu için alternatif turizm bağlamında bir takım etkinlikler sergilenecek.”
Özellikle turizm sezonu öncesinde ilgili ve yetkililer bu tür yaklaşımlar içerisinde olunca, değişik kesimler ve de yöre halkı gerçekten mutlu olmuştu.
Nasıl olmasınlar!
Mevcut kaynakların değerlendirilmesiyle her kesim bir şekilde nemalanacaktı.
Bu nedenle ne yapıp edip;
Tek bir turizm etkinliğine bağlı kalmadan alternatif turizm işlerlik kazandırılmalıdır.
O zaman daha geniş kitle turizmden nemalanırdı.
***
Derken aradan uzunca bir süre geçti.
Dolayısıyla bu zaman içerisinde Muğla ve bağlı turizm merkezleri, tek bir noktaya odaklandılar.
“Modern tesisler inşa etmek ve turizmin istediği tüm koşullara eksiksiz yerine getirmek.
Buna bağlı olarak iyi bir turizm sezonu geçirmek…”
İlişkin olarak sektör temsilcilerinin haksız olduğu söylenemezdi.
Yıllar içerisinde ihtiyaçları karşılamak için modern turistik tesisler inşa edilmişti.
Hem de kısa bir süre içerisinde.
Bunu üzerine Dünya Turizm Otoritelerinin birleştiği ortak nokta;
“Türkiye’deki tesislerin modern şekilde dizayn edildiği” yönündeydi.
Kabul etmek gerekir ki, turizm bağlamında etkin kişilerin yaklaşımlarında aykırı bir durum yoktu.
Türkiye’den çok daha önce turizm faaliyetlerinin gözlendiği ülkelerdeki tesisler, günümüz koşullarında modern yapılar olarak nitelendirilmekten uzak kalmışlardı.
Dense ki, yıllar öncesinde turizm etkinliklerinin sergilendiği Avrupa ülkelerinde yer alan tesisler, bir şekilde miadını doldurmuşlardır.
Kesinlikle abartı değildi.
Dolayısıyla farklı bir yaklaşım olmazdı.
Oysa Türkiye’de durum değildi.
Aynı ülkelere göre turizm etkinlikleri daha sonraki yıllarda sergilendiği için tesisler, çağın gereği olarak modern şekilde inşa edilmişti.
Üstelik daha bir ihtiyaca cevap veriyorlardı.
***
Gözlenen gelişmeler üzerine, yadsımanın mümkün olmadığı bir realite vardı.
Türkiye’deki turizm tesislerinin daha modern olduğu gibi farklı özellikler taşıdığı yaklaşımı abartı değildi.
Tüm turizm otoriteleri aynı yaklaşım içerisinde olduklarına göre gerçek olan turistik beldelerdeki yapıların, daha modern ve tüm ihtiyaçları sağlayacak şekilde inşa edildikleridir.
Vurguladığım gibi bu yaklaşımda aykırı bir taraf yoktu.
Turizmin daha bir ön plana çıktığı İstanbul, İzmir, Bursa ve Antalya yanında Muğla’da konuşlandırılan tesisler, daha sonra inşa edilmişlerdi.
Dolayısıyla çağın son teknolojisine göre hayata geçirilmişti.
Üstelik yenileşme girişimleri devam ediyordu.
Hem de sadece turizmin ön plana çıkardığı sayfiye merkezlerinde değil ülkemizin her kesiminde.
Bugün neresinden bakılsa, modern tesislerle donatılan ülkelerin başında Türkiye gelir yaklaşımı, afaki değildir.
***
Gözlenen gelişmeler aynısıyla vaki olduğuna göre her kesime, özellikle turizm etkinliklerinin sergilendiği bölgelerin ilgili ve yetkililerine önemli görevler düşmektedir.
Elimize geçen bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek durumundayız.
Türkiye bu açıdan gözde bir ülke olarak ön plana çıktığına göre farklı yaklaşımlar içerisinde bulunulamaz.
Kısaca aykırı yaklaşımlar sergilenemez.
Bu nedenle istenen doğrultuda faaliyetler gerçekleştirildi.
Bir şekilde beklentiler karşılık bulur.
Hem de tahminlerin üzerinde bir yaklaşımla.
Öyleyse ne yapıp edip, gereğini yerine getirmek durumundayız.
Bir şekilde turizmin istediği tüm kriterler HAYATA GEÇİRİLMELİDİR.
YORUMLAR